Serhat

Serhat
@srht_
Sıkı Okur
Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Ve kitaplardaki insanları, sokaktakilerden daha çok sevdim.
Mühendis
Yüksek lisans
Kocaeli
15 Mayıs
428 okur puanı
Nisan 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
101 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Eserin dilinin sade olması oldukça kolay okunmasını sağlıyor. Okuyucuyu zorlayacak kelimeler yok. Kino inciyi bulduktan sonra olaylar nasıl gelişecek diye merakla okudum. Betimlemeler sayesinde Kino oğlunu doktora götürürken sanki oradaki bir köylü gibi ya da Kino inci ararken kanoda siz de varmışsınız gibi hissediyorsunuz. Hikaye kafamda soru işaretleri kalmadan bitti. Biraz daha uzayabilir miydi bilmiyorum. Belki hikayenin büyüsünün kaçabilme ihtimali yüzünden böyle bitmesi benim için hikaye tam yerinde bitmiş düşüncesini oluşturdu. Birden fazla hayat dersi alınabilecek bir hikaye olduğunu düşünüyorum. Ben kitabı okurken sıkılmadan keyif alarak okudum. Umarım sizlerde okuduğunuz zaman keyif alır ve sıkılmadan okursunuz. Kitap bizlere Kino ile birlikte insanların para yüzünden ne kadar değişebileceğini öğretiyor. Bambaşka bir insana dönüşebileceğini görüyoruz. Aynı zamanda insanların ne kadar kötü olabileceğini de görüyoruz. Biz bir şeyler için mutlu olurken çevremizin de mutlu olduğunu sanabiliriz ama çevremizde de mutluluğunu her zaman bizlerle paylaşmayan insanlar olacaktır. Bazen yaptığımız şeylerin doğruluğuna inanıp çevremizdekileri dinlemeyiz. Kahramanımızın da yaptığı buydu. Ailesi için güzel bir şey yapmak istedi ama bazen güzel sonuçlar getireceğini umduğumuz şeyler bizim için kötü şeylerin başlangıcı olabilir. Bazen hırslarımız bizi çok başka insanlar yapabilir çok başka yerlere getirebilir.
İnci
İnciJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 202337,3bin okunma
Reklam
147 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Hikayemiz Dimitrios'un yıllar sonra ailesinin göç etmek zorunda kaldığı toprakları, Ürgüp'ü ziyaret etmesi ile başlar. Yalnız gelirken yanına özlemleri, acılar, yarım kalan mutlulukları, anıları da getirir Dimitroios. Bu sırada bir şekilde bir araya geldiği Aziz Güzelgöz sayesinde tanıştırı Mustafa Güzelgöz vasıtası ile bizleri insan
Eşekli Kütüphaneci
Eşekli KütüphaneciFakir Baykurt · Literatür Yayınları · 20109,4bin okunma
124 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
İnsanoğlunun anlam arayışı bazen sınırlarını aşar ve geçmişine doğru uzanır. Geçmişin büyük hazineleri yazılı dönemin öncesinde ortaya çıkar. Sözlü kültürün o müstesna öğeleri insanın hayat algısına has eşsiz ayrıntıların ortaya çıkmasına neden olur. Cengiz Aytmatov’un “Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek” isimli kitabı böylesine zamanı aşan efsanevi
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek
Deniz Kıyısında Koşan Ala KöpekCengiz Aytmatov · Ketebe Yayınları · 20213,833 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
368 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Hakan Günday’ın Zamir adını taşıyan romanı, yeni bir bin yıla (2000) girmeye hazırlanan bir dünyada geçiyor. Kitapta her ne kadar o yıllarda şahit olmadığımız olaylar yer alsa da bu kurgusal dünyanın günümüze dair pek çok göndermesi bulunuyor. Kitaba ismini veren Zamir, hayata gözlerini, acılı bir coğrafyada, Türkiye – Suriye sınırında açar. Fakat
Zamir
ZamirHakan Günday · Doğan Kitap · 20214,526 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Roman 1903 yılında yayınlanmış, yayınlandığı yıllarda Londra'da en çok okunan kitap olmuştur. Bu Roman Jack London’un en iyi romanlarından biri sayılmaktadır. Roman pek çok dile çevrildiği gibi birçok kez de filme uyarlanmıştır. Roman, Jack London'un kendi hayatından da esintiler, enstantaneler ve kesitler taşımaktadır. “Genç bir
Vahşetin Çağrısı
Vahşetin ÇağrısıJack London · Can Yayınları · 201932bin okunma
Reklam
222 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Güneş batmayan ülkenin karanlık tarafı..
Jack London 1902 yılında, birkaç aylığına şehrin yoksul semtlerinden Doğu Yakası’nda yaşamak üzere Londra’ya gelip halktan biri gibi zaman geçirmeye başlıyor. Geçirdiği seksen altı gün boyunca yaşadığı birçok deneyimin yanında; birçok kitap, broşür, gazete okuyup topladığı çoğu fotoğrafları kendisi çekmiştir. Birinci tekil kişiden bu denli titizlikle aktarıldığı için kitap oldukça ilgi çekici oluyor. Gittiği yerde işçi hareketinin büyük bedeller pahasına kazandığı hakların hiçe sayıldığı bir ortamda, insanlığa yakışmayacak büyük bir fakirlik ve tahmin edilemez bir sefaletle karşılaşıyor. Karnını doyurmak için meyve çöplerini yiyen insanlar, pisliğin ve hastalığın kol gezdiği sokaklarda uyuyan evsizler, başıboş bırakmış sahipsiz çocuklar ve daha nicesini okuyorsunuz. Kitap, daha ilk sayfasından kendine çekiyor ve elinizden bırakmak istemiyorsunuz. Üslubu çok akıcı olduğu için rahat okunuyor ancak, kitapta anlatılanlar tahmin edilmeyecek türden kötü detaylara sahip olduğu için gerçek anlamda “rahat” okunmuyor. İtiraf etmek gerekirse, hassas kişiler için kimi zaman midem bulandırıcı durumlar okuyorsunuz bahsedilen yaşamdaki acı detaylarda. Uçurum İnsanları, zenginlik ve refahın gerisindeki yoksulluğu doğrudan ve çarpıcı gözlemlerle aktarıyor. Kesinlikle okunması gereken bir kitap. Güneş batmayan ülke olarak bilinen İngiltere’nin karanlık tarafına birinci elden tanıklık etmiş oluyorsunuz. Sosyoloji, psikoloji ve tarih konularıyla ilgilenenlerin özellikle seveceği türden bir kitap.
Uçurum İnsanları
Uçurum İnsanlarıJack London · İletişim Yayınları · 20213,528 okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Bu kitap bir kelebek koleksiyoncusunun tıpkı hapsettiği kelebekler gibi aşık olduğu resim öğrencisini de eve hapsederek ona sahip olacağına inanışını anlatıyor. Bu kitap bize tutku adına yapılabilecekleri anlatıyor ve çok daha fazlasını. Bu bir işkence öyküsü değil. “Ben onun deliliğiyim. Yıllar boyu deliliğine bir özne arıyordu sonunda beni
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,3bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Felsefe doktoralı Gerhard Warlich, iş bulamadığı için bir çamaşırhanede satış müdürü olarak çalışıyor. 41 yaşında. iyi bir geliri ve değer verdiği bir hayat arkadaşı var. bir yandan hayatını değiştirme arzusuyla yanıp tutuşurken, öte yandan grotesk bir biçimde halinden memnun biri. Gözlem gücü gelişkin, bu nedenle çevresini izlemekten ve kritize etmekten geri durmayan-bundan keyif alan, gözlediği olayların alternatif biçimlerini kurgulayarak farklı gerçekliklerin hiç olmayacak sonuçlarından mutluluk duyan; kısaca hayal dünyası geniş, iç dünyası derin bir karakter, Gerhard. arada uydurduğu küçük, zararsız hikayelerle yaşamını eğlenceli kılabiliyor. kitap, onun düşünce akışlarında ilerliyor. haliyle okuyucu da sinapslar gibi Gerhard'ın sinir hücreleri arasında yerini alıyor ve onun gerçekleşmekte olan düşünce akışına şahitlik ediyor. Hepimizin bir parça bile olsa, kendimize ait psikolojik aktivitelerimizi, fikirlerimizi çırılçıplak görebileceğimiz şahane bir eser..
Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk
Mutsuzluk Zamanlarında MutlulukWilhelm Genazino · Ayrıntı Yayınları · 20204,050 okunma
432 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
İnsanlığın, ölümsüzlüğü arayış çabaları her devirde ilgi çekici bir konu olmuştur. Bu sebepledir ki bu arzu nesnesine birçok filmin ve kitabın temelinde sıkça rastlamışızdır. Amerikalı yazar Tom Robbins, 1985 yılında yazdığı ve yayımladığı Parfümün Dansı (Jitterbug Perfume) kitabında, ölümsüzlük fikrini koku metaforu ile birleştirmiştir. Bu
Parfümün Dansı
Parfümün DansıTom Robbins · Ayrıntı Yayınları · 20195,2bin okunma
444 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
İrvin Yalom Amerikalı Psikiyatrist, Psikoterapist yazar. Varoluşçu Psikoterapinin yaşayan en önemli temsilcisi, romanlarında zengin, felsefeyle iç içe terapi yöntemleri ile harika kurguları harmanlayıp bizlere sunuyor. Modern zamanların ilişkileri üzerine Yalom’un yazdığı bu roman sizi her diyalogda kendi içinize döndürüyor. Psikiyatrist ve
Divan
DivanIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 20215,2bin okunma
Reklam
120 syf.
·
Puan vermedi
·
23 saatte okudu
Açıkcası Nazım Hikmet'in böyle bir kitabının olduğundan haberim yoktu. Denk gelip de almış olduğum bir eser. Kitap 1932 yılında yazılmış bir çocuk kitabıdır. Resimlerle birlikte YKY yayınları tekrar basmıştır. Nazım Hikmet'in olağan tarzından çok uzakta ama oldukça eğlenceli bir kitap olduğunu söylemem gerekiyor. Orman cücelerinin başından geçen maceraları anlatan gayet sevimli bir kitap. Sadece çocukların okuması gerektiğini düşünmüyorum biz yetişkinler için de güzel bir başucu kitabı niteliğinde :)
Orman Cücelerinin Sergüzeşti
Orman Cücelerinin SergüzeştiNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 202035 okunma
464 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
İyi bir kitabın başlangıç cümlesi çok önemlidir.Kitabın nasıl başladığı ilgimi çekmiyorsa çabuk sıkar beni. Edebiyat tarihinin en çarpıcı giriş cümlelerinden biri vardır bu romanda : "Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devrimiydi, hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana... Sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler, bu dönemin iyi ya da kötü fark etmez sadece "daha" sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırabileceğini iddia ederdi. Charles Dickens bu romanda Fransız İhtilali'ni anlatır. Yazdığı her cümle kafamızda değişimin resmini çizer, eskisinin artık bir daha geri gelmeyeceğini keskin bir dille anlatır. Yeni bir şeylerin doğduğuna kendisini de, okuyucuyu da inandırır ama tam olarak o yeniliğin ne olduğunu roman boyunca anlamamız pek mümkün olmaz. Romanın satır aralarında güçlü bir gelecek öngörüsünün izlerini süreriz. Okuyucu içten içe büyük bir umutla, astığım astık kestiğim kestik imparatorlukların, krallıkların sonunun geldiğini, yüzünde belli belirsiz bir gülümsemeyle izler. Yerine ne geleceğini bilmediğimizden tedirgin oluruz sadece. Bugün yaşadıklarımızdan farkı yoktur aslında. 20.yüzyıl ezilen, sömürülen, emeğinin karşılığını alamadan çalıştırılan sessiz milyonların özgürlüğe yürüyüşünün zamanıydı.
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Can Yayınları · 202358,4bin okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
"Meleklerin ağlama zamanıydı. Ağladılar.” Her şeyin yerli yerinde olduğu, huzurun hüküm sürdüğü Cennet’te tüm düzen Âdem’in (ve ardından Havva’nın) yaratılışıyla yerle bir olur(!) Azâzîl kibre kapılır, şeytana döner. Âdem, Havva ile birlikte şeytana uyar. Sonra hepsi birden dünyaya sürülür. Kıyamete kadar sürecek bir mücadeledir gerisi… Ancak bu sürgünden sonra her şeyin yerli yerinde olduğu Cennet’te hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır! Önce “cümleleri bozulur” cennet sakinlerinin, ardından huzurları. En sonunda aldıkları nihai tebliğ ile kader çizgileri değişir. Sonrası, İsrafil’in Sûr’u iki kez üfleyeceği vakte kadar bir büyük bilinmezlik… Nefha, Sezgin Kaymaz’dan ironiyle trajedinin bir arada vücut bulduğu bir Cennet tasviri!
Nefha
NefhaSezgin Kaymaz · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2019465 okunma
153 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
Öncelikle bu kitabı bir youtube videosunda keşfedip okuduğum için çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Ve bu kitabı neden bu kadar az insanın okuduğuna anlam veremediğimi söylemek istiyorum. Belki bu tarz incelemelerle okunabilme popülasyonunda bir artış sağlayabiliriz. Kitap 10 tane öyküden oluşmaktadır. Insanoğlunun hayvanlara karşı acımasız davranışlarını konu alan hayli ilginç bir kitap diyebiliriz. Açıkçası öyküleri okurken gerçek olup olmadıkları konusunda bir şüpheye düşüyorsunuz fakat ufak bir araştırma yapınca öykülerin birçoğunun gerçek olduklarını keşfettim. Kitaptaki kişiler bilim ve sanat dünyasından tanıdığımız insanlardan oluşmaktadır. Tomas Edison ve fil arasında geçen öykü en çok etkilendiğim öykülerden bir tanesiydi. Hayvanları çok seviyorsanız bu kitap sizde derin yaralar açabilir ama insanoğlunun acımasız yanını gözler önüne sermesi dolayısıyla oldukça etkileyici bir kitaptı. Kitabın mizah yönü de var o da sanırım bir parça gönül ferahlatmak veya anlatımları yumuşatmak adına tercih edilmiş diye düşünüyorum :)
Çaresizlik Kuyusu
Çaresizlik KuyusuLydia Millet · Kolektif Kitap · 201470 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Varoluşçu felsefenin ilk temsilcilerinden birisi olan Danimarkalı filozof Søren Kierkegaard (ismi de oldukça zor) yaşadığı dönem içerisinde değeri çok anlaşılmayan ama sonraki yüzyıllarda birçok yazara ve filozofa ışık tutmuş bir kalemdir. Baştan çıkarıcının günlüğü, tek başına günlüklerden ve mektuplardan oluşan bir roman niteliği taşımaktadır. Yazarın genç kızlarla ilgili ilginç felsefi yaklaşımları, nişanlılık ve evlilik konusunda zekice ironiler taşıyan hayat görüşleri kitabın konusunu oluşturur. Aşkın özgürlükle bağlantı taşıdığını, herkesin güçlü ve zayıf yönlerini bilmesi gerektiğini, akla gelebilecek en büyük hazzın dünyadaki her şeyden fazla sevilmek olduğunu, erkeklerin istediğini ama kadınların bu seçimi gerçekleştirdiğini, her aşk ilişkisinin bir ömrü olduğunu (yaklaşık 6 ay) vs. konularından detaylı ve bir o kadar da anlaşılır bir şekilde bahsetmektedir. Farklı bakış açıları yakalamak için okunması gerektiğini düşünüyorum.
Baştan Çıkarıcının Günlüğü
Baştan Çıkarıcının GünlüğüSoren Kierkegaard · Ayrıntı Yayınları · 20191,995 okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Uykusuzluk sorunu çeken Julian West, Boston'da 1887 yılında hipnotik bir uykuya yatar. Ancak 2000 yılında uyanır. 19. yüzyıl sonlarından kendini 21.yüzyılda bulan West kapitalist bir düzenden çıkıp kendini sosyalist bir devlet düzeninin içinde bulur. Kitabın 1888 senesinde yazılması hayret verici. Kitapta ana karakter ve doktorun arasında geçen diyaloglar üzerinden bir ilerleme söz konusu. Doktor bugünü anlatırken, ana karakter geçmişten söz etmektedir. Düşünce olarak harika bir kitap ama zaman zaman çok sıkıldığımı belirtmem gerekiyor. Bunu göze alarak okumanızı tavsiye ediyorum..
Geriye Bakış 2000’den 1887’ye
Geriye Bakış 2000’den 1887’yeEdward Bellamy · İş Bankası Kültür Yayınları · 2020448 okunma
Reklam
102 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
“Cahil halkların birincil ve başlıca özelliğidir bu, kendi çöplüklerini dünyanın en iyi yeri kabul ederler.” Sanat tarihi profesörü Edgardo Vega on sekiz yıllık sürgünün ardından, annesinin cenazesi için Kanada’dan ülkesi El Salvador’a dönmek zorunda kalır. Zamanında ülkesinden iğrenerek kaçmıştır ama şimdi kâbusuyla yüzleşmek zorundadır. El Salvador’daki tek arkadaşı olan Moya adlı yazarla bir barda buluşarak pislik yuvası dediği o ülkede ne var ne yoksa kesintisiz bir monologda yerin dibine sokar: politikacıların yozlaşmışlığı, askerlerin cani katliamları, halkın zevksizliği ve aptallığı, çürümüş eğitim sistemi, mide bulandırıcı El Salvador birası ve yemekleri – tiksintiye müstahak daha nice şey… El Salvadorlu sürgün yazar Horacio Castellanos Moya’dan hakaret virtüözü Thomas Bernhard üslubunda bir öfke konçertosu. Belki okuduğunuz zaman size çok sıkıcı gelebilir fakat El Salvador'u tanımak için veya tiksinmek için güzel bir kitap olabilir :)
Tiksinti
TiksintiHoracio Castellanos Moya · Notos Kitap Yayınları · 2019341 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Zengin biri olarak dünyaya gelen ama sonradan bilgisiz ve yoksul insanlarla da ilişki kuran Moliere, bu çok yönlü hayatı sayesinde o dönemin tiyatrosunu saraydan halka götürebilmiş. Bizde de ilk tutulan batılı tiyatro yazarı Moliere. Çünkü Karagöz tiyatrosu ve orta oyununun çıkış noktaları ile Moliere' in tarzı benzerlik gösteriyormuş. Moliere, 5 perdelik bu oyununda Paris burjuvasını ele alıyor. Para hırsının insanda nasıl tezahürleri olduğunu, parayı kazanma şekilleri ile onu korumak için düşülen durumları eleştiriyor. Bu oyun 5 perdelik kara mizah şeklindeki ağır bir hicivdir. İnsanın kendine yabancılaşması, paranın karşısında yitirilen özgürlük ve kaybedilen özgürlüğün devamında sınırlarını maktülün çizdiği bir cinayet. Burada toplum ilişkileri zayıftır. Zayıftır çünkü ana unsur paradır, parasız olmaktansa dünyayı çöpe atmak yeğdir. Çok eğlenceli bir tiyatro okumak istiyorsanız buyrun :)
Cimri
CimriMolière · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200621,8bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Psikolojik tahlili içimize en güzel şekilde işleyen bir eser. Bu eser Peyami Safa'nın hayatından kesitler sunan otobiyografik bir eserdir. Kitaptaki genç 15 yaşında, bacağında kemik hastalığı olan ve bu hastalıktan dolayı bacağını kaybetme aşamasına gelmiş birisidir. Dikkatimi en çok çeken noktalardan birisi ana karakterin isminin hiç geçmemiş olmasıdır. Sadece hasta bir adamdı. Kitaptaki tüm karakterlerin psikoloji çok güzel anlatılmış. Betimlemeler hiç sıkmıyor. Kitapta hissedilen en yoğun duygu ise sanırım çaresizlik olsa gerek. Kısa ama içinde bir çok duyguyu barındıran çok güzel bir eser okudum.. "Kendimi en çok sevdiğim an, kendime çok acıdığım an." "Beni yalnız bu koruyor : bu aşk, bu merhamet." "Görülecek, işitilecek, tadılacak, okunacak, yazılacak, yapılacak o kadar çok şey birikiyor ki, bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişmeyeceğinden korkuyorum."
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022101,4bin okunma
95 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Sadık Hidayet, İran'ın son yüzyılda yetiştirdiği en büyük edebiyatçı olduğu düşünülmektedir. Bu eseri Behçet Necatigil çevirisiyle okudum. Böylesine zor ve edebi derinliği dipsiz bir eseri bu kadar güzel çevirmesi takdire şayan. Eserin giriş cümlesi her şeyi aslında ortaya koyar nitelikte: Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş yiyen ve yalnızlıkta yiyen,kemiren yaralar.Kimseye anlatılamaz bu dertler, çünkü herkes bunlara nadir ve acayip şeyler gözüyle bakarlar. Biri çıkar da bunları söyler ya da yazarsa, insanlar, yürürlükteki inançlara ve kendi akıllarına göre hem saygılı hem de alaycı bir gülüşle dinlerler bunları. Esere gelirsek; ortada gerçek bir hikaye, gerçek bir kurgu yok. Zaman ve mekan yok. Gerçek bir kişi yok. Hikayenin bir başkahramanı var ama ismi yok. Sevdiği,aşık olduğu bir kız var kim olduğu belli değil. Aslında hepsi yazarın kendisi ama hiçbirisi kendisi değil. Bu kadar tuhaf bir eser işte :) Neden-sonuç ilişkisi yok. Zamanın düzenli akışı yok. Baştan aşağı sembolizm ve sürrealizm. Okuması kolay olmayan bir kitap ama derinindeki sembol ve anlamları anladığınız zaman çok manalı bir kitap haline dönüşecektir. Kendisi İran'ın Kafka'sı olarak anılmayı sonuna kadar hak ediyor. Hatta bence Kafka yanında oldukça masum bir deli olarak kalır..
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
36 saatte okudu
Tahsin Yücel'in bu romanı soylu bir aileye sahip Ilyas'ın (divitoğlu) hikayesini anlatmaktadır. Bazen soy isimlere çok fazla anlam yükleriz. Soy isim kader olur. Köklü ailelerin soyadına ne kadar bağlı olduğunu ve en açık şekilde töreleştirdiğini gözler önüne seren bu romanda, İlyas başarılı bir hukuk öğrencisiyken bir hayalin peşinden sürüklenir ve bu hayal onu hazin bir sona sürükler. Bu çıkmazdan yemek yaparak kurtulur. Bu keşfi bir tutkuya dönüşür. O kadar akıcı bir kitap ki 1 günde okunabilir. Diyaloglar çok iyi işlenmiş. Divitoğlu'nun bu çaresizliği, inadı ve ruhsal çöküşü sizi bazen kızdırabilir ama kitabı beğendim kesinlikle tavsiye ediyorum :)
Mutfak Çıkmazı
Mutfak ÇıkmazıTahsin Yücel · Can Yayınları · 2020434 okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Salka Valka, İzlanda edebiyatında yeni bir sayfa açan canlı, destansı edebi yaratıcılığından ötürü, 1955 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne değer görülen Halldór Laxness'in başyapıtıdır. Laxness bu romanda okuru, İzlanda'nın dondurucu soğuğunda titreyen küçük bir balıkçı kasabasında, ahlak anlayışları çökmüş, ama dini duygularla şişirilmiş balıkçıların acı dolu hayatlarıyla yüz yüze getirir, güçlü bir kadının zorlu hayat şartlarını ve mücadelesini gözler önüne serer. Çocukluğunu büyümeden yaşamak zorunda kalan Salka adlı genç kızın merkezinde yer aldığı romanda; yoksulluk, sömürü ve çaresizlik çok çarpıcı bir tarzda tasvir edilir. Salka, annesi Sigurlina'yla birlikte, kuzeydeki evlerini terk edip İzlanda'nın güneyine, daha iyi bir hayat özlemiyle yola çıkar. Ama Oseyri adındaki küçük bir köyde mola vermek zorunda kalırlar ve bir daha oradan ayrılamazlar. Sigurlina ne kadar iradesiz biriyse, kızı da o kadar güçlüdür. Salka Valka, yalnızlığın, umutsuzluğun, umut olarak sosyalizme sarılışın hikayesidir.
Salka Valka
Salka ValkaHalldor Laxness · Yordam Kitap · 2019501 okunma
Reklam
105 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Çin edebiyatının en güçlü kalemlerinden birisi olarak değerlendirilen Yan Lianke ile tanışma kitabımdı. Yazarın oldukça akıcı ve etkileyici bir dili var. Diyaloğu az ve insanın içine işleyen bir kitaptı diyebilirim. Bir solukta okunabilen eserlerden. Az biraz spoiler içerir :) Balou Sıradağları, insanlar için artık yaşanmaz bir hâl alıyor. Kuraklık had safhada. Insanlar yiyecek ve su bulabilmek için köylerini terk ederlerken romanımızın kahramanlarından kör bir köpek ve ihtiyar köylerinde kalıyor. Ve amansız bir mücadeleye başlıyorlar. Her geçen gün şartlar onları daha çok zorluyor. Amansız bir varoluş mücadelesi ve umudun romanını okuyacaksınız..
Günler Aylar Yıllar
Günler Aylar YıllarYan Lianke · Jaguar Kitap · 20204,340 okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
Bu öykü kitabının en tehlikeli yanı olur olmadık yerde attığınız kahkalar :). Birden fazla duyguyu aynı anda hissettiren Sezgin Kaymaz'ın her kitabı okunmalıdır. Yazar öykü içeriğinde bizi çok eski yıllara götürüp, hiç bitmeseydi diyebileceğimiz zamanlara yolculuk yaptırıyor. Aslında günümüzde yaşanan absürt veya komik anları harmanlayıp öykü haline getirmiş. Kesinlikle tavsiye ediyorum..
Benyusuf
BenyusufSezgin Kaymaz · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2019638 okunma
184 syf.
·
Puan vermedi
Sezgin kaymaz öyküleri her okur için büyük şans. Çünkü çok eğlenceli bir dille hitap ediliyor. Kah güldürüyor (hatta bol kahkahalı) kah düşündürüyor ama oldukça içten bir anlatım mevcut. Kitapta 8 farklı hikaye var. Kesinlikle tavsiye edilir hâlâ tanışmayan insanlar çok şey kaçırıyor. "İnsan kendi kendine kolayca bayılabiliyor ama kendi kendine ayılması kolay bir şey değil. Zahmetli, meşakkatli, külfetli. Bir de eziyetli."
Bugün Bize Kim Geldi
Bugün Bize Kim GeldiSezgin Kaymaz · April Yayınevi · 2016913 okunma
94 syf.
·
Puan vermedi
Yazar, kitap boyunca neden yazmamız gerektiği üzerine kafa yorar ve bunu çağdaş Dünya ve Türk yazarların üzerinden örnekler vererek açıklamaya çalışır. Neden yazarız? Nasıl yazarız? Yazmanın amacı ve sebepleri? gibi soruları cevaplamaya çalışır. Kısacası okuyan ve yazmak isteyen herkesin okuması gereken bir deneme.
Yazmalı Defter
Yazmalı DefterFaruk Duman · Alakarga Yayınları · 2020178 okunma
Resim