Kitabı okurken şöyle bir not almıştım; Eğer başladığım bir kitabı asla yarıda bırakmama gibi bir huyum olmasa idi, çoktan bırakacağım bir kitaptı bu. Çok sıkıldım. Benim Adım Kırmızı, Kafamda Bir Tuhaflık ya da Masumiyet Müzesi'ndeki akıcılık hiç yok. Sf. 188'deyim; umarım toparlar.
Toparladı mı peki? Evet ancak yine de emin değilim. Kara Kitap
Sen aklıma gelince, her şey gülümserdi
Ağaçlar şarkı söyler, rüzgar tatlı eserdi
Sen benim sevgilimsin, sevsen de, sevmesen de,
Aradığım yerlere benzeyiş buldum sende.
Bu, Damga’yı ikinci okuyuşum. İlkinin üzerinden yirmi yıldan fazla bir zaman geçtiğini sanıyorum. Aklımda kalan şeyler oldukça az olmakla beraber “iyi bir roman” olduğunu hatırlıyordum. Nitekim, bu fikrimin doğruluğunu bir kez daha anlamış oldum.
Damga, Reşat Nuri’nin ilk dönem eserlerinden birisi. Reşat Nuri, Türk edebiyatının kurucu döneminin