Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
27 Ocak 2000 günüydü. Servisle Kanal 7'deki işime gidecektim. Servise biner binmez uzattılar Star Gazetesi'ni. Kendini kanaat önderi, gazeteci falan gibi gösteren Yılmaz Özdil isimli tetikçi şey (ki o zamanlar Cem Uzan isimli para babasının ayakçılığını yapıyordu), birinci sayfaya o sıra mahpus yatan Salih Mirzabeyoğlu'nun işkenceden paramparça olmuş yüzünü koyup güya dalgasını geçmişti. İşkenceyi ballandıra ballandıra öven bu herife elbette ne o zaman ne de ondan sonra hiçbir şey olmadı.
Sayfa 108Kitabı okudu
21 aralık 2009 basındaki haberler
Star gazetesi,” adresi yutanmadan yakalandı” manşeti ile çıkıyor, olayı” Arınç’a SUİKAST timine film gibi operasyon. SUİKAST şüphesiyle gözaltına alınan iki subaydan biri Arınç’ın adresi yazılı kağıdı yutmaya çalıştı,” şeklinde haber yapıyordu.
Reklam
ASLANDAN AL HABERi !
Romalılar aslanlara atarlarmış Hıristiyanları. O Hıristiyanlar ki Romalılardan daha dürüst, daha düzgün, daha uygar bir düzene inanmaktan başka suçları yoktu ... Romalılar oyalamak için işsiz yığınlarını O zamanın gazetesi
Star gazetesi bir kaç ay önce köşe yazılarında FETÖ ile baglantılarını deşifre ettikleri Ahmet Küçükbay için 26 Kasım 2015'te, "Paralele çete­ ye geçit yok" başlığıyla, FETÖ'cü Ahmet Küçükbay'ı ade­ta "FETÖ'yle mücadele şampiyonu" ilan eden bir röportaj ya­yımlanıyordu.
Sayfa 116Kitabı okudu
Hilalin ortasında şimdi Pera Müzesi'ne dönüştürülmüş, eski Bristol Oteli'ni görüyoruz. Bristol Oteli Rum mimar Manoussos tarafından yapılmış ve 1896'da hizmete açılmıştı. Ernest Hemingway 1919'da Toronto Star gazetesi tarafından İstanbul'a gönderildiğinde burada konaklamıştı. Bina özgün halinde beş katlıymış, sonradan iki kat daha çıkılmış. Neo-klasik tarzda tasarlanan binada, iki büyük Korint tarzı sütun çiftinin çerçevelediği balkonun alınlığı bir çift heykel-sütun ile destekleniyor. Yakın zaman önce çok iyi bir restorasyondan geçirilerek Pera Müzesi'ne dönüştürüldü.
Sayfa 161 - pera müzesi bristol otel ve hemingwayKitabı okudu
Aşağılık kompleksi: En büyük düşmanımız işte budur. Hemen bir gazete haberinden örnek verelim: “Onlar geleceğin Einstein, Beethoven, Shakespeareleri… 3 yaşında okuma öğreniyor, 4 işlemi zihinden yapıyor, doğadaki sesleri notaya çevirebiliyor. Onlar Türkiye’nin geleceğini inşa etmeye hazırlanıyor.” (Star Gazetesi, 1 Ocak 2011) Habere göre Türkiye’nin geleceğinde Einsteinlar, Beethovenlar ve Shakespeareler olacakmış. Sayılan isimlerin Türkçe telaffuzları bile verilmemiş. Yazıda kendi büyük bilim, müzik ve edebiyat adamlarımızın esâmesi bile okunmuyor. Geleceğin İbn Sînâları, Dede Efendileri, Cemil Meriçleri demiyoruz. Başkalarının isimlerini ideal olarak belirleyen bir ülkenin hiç kendi isimleri ortaya çıkabilir mi?
Reklam
Aşağılık kompleksi: En büyük düşmanımız işte budur. Hemen bir gazete haberinden örnek verelim: “Onlar geleceğin Einstein, Beethoven, Shakespeareleri… 3 yaşında okuma öğreniyor, 4 işlemi zihinden yapıyor, doğadaki sesleri notaya çevirebiliyor. Onlar Türkiye’nin geleceğini inşa etmeye hazırlanıyor.” (Star Gazetesi, 1 Ocak 2011) Habere göre Türkiye’nin geleceğinde Einsteinlar, Beethovenlar ve Shakespeareler olacakmış. Sayılan isimlerin Türkçe telaffuzları bile verilmemiş. Yazıda kendi büyük bilim, müzik ve edebiyat adamlarımızın esâmesi bile okunmuyor. Geleceğin İbn Sînâları, Dede Efendileri, Cemil Meriçleri demiyoruz. Başkalarının isimlerini ideal olarak belirleyen bir ülkenin hiç kendi isimleri ortaya çıkabilir mi?
Üzerinizden bir tank geçse ne olur? Daha zoru, iki tank geçse?
15 Temmuz gazisi Sabri Ünal o gece sağ çıkmayı başardı. Birinciden hasarsız kurtuldu ama ikincinin paletleri kol ve bacağına denk geldi. Uzun süre hastanede yattı ve hayata döndü. Sembollerden biriydi. Yolda karşılaşsanız "bir yerden tanıyorum" diyecek kadar televizyonlarda, gazetelerde gördünüz onu. Cumhurbaşkanı, kürsüye çıkarıp
vahşilik, kapitalizmin reklam-yüzü değil, insanlığın arayışı
Türkiye' de ise Milliyet gazetesi tarafından 11Aralık 1993 Cumartesi günü yedi ayrı  kanalın (TRT 1, TRT 2, Star, Show TV, ATV, HBB, Kanal 6) 09:00-23:00 saatleri arasında  yapılan tararnasında SOO' e yakın kişi hayatını yitirirken 600' den fazla yaralanma vakası  görülmekteydi. Ölenlerden yaklaşık 450 tanesi kimyasal zehirlenme, bombalanma, lazer  ışınları ve infilak sahnelerinde toplu biçimde hayatlarını kaybetmekteydiler. Haftada  gösterilen toplam film sayısı 600 civarındaydı ve bunlarda her türlü şiddetin yanında  erotik hatta pornografik sahnelere de sık sık rastlanmaktaydı.
MAVİ SİNEKÇİL KUŞU Bir Yılbaşı sabahı dostum Sherlock Holmes’u ziyarete gitmiştim. Yanı başında piposu ile kanepeye uzanmıştı. Üzerinde ropdöşambr vardı. Yanında duran bir yığın buruşmuş gazetenin hepsinin okunduğu belli oluyordu. Gözüme bir şapka çarptı. Kanepenin yanında bir sandalye bulunuyordu. Sandalyenin arkasına bir şapka konmuştu. Bu,
25 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.