İnanmak beynin bir psikolojik dengeleme eylemi olup çok ilkel dönemlerden kalan bir dürtüdür. Beynin gerçekten bir bilgisayar gibi çalıştığını düşünürsek inanma esnasında genelde beyin, kontrolü ele alır ancak içindeki bilgi ve deneyim kadar size yardımcı olur. Çünkü bilinçli kontrol yok gibidir
İnanç insan aklının zorunlu olarak vardığı bir sonuçtur ve insan toplumlarından bunu kaldırdığınızda yerine koyabileceğiniz hiçbir şey, evet hiçbir şey yoktur.
Zira inancı ortadan kaldırayım derken yerine gayet insan yapısı ve ideolojisi ile süslenmiş yeni dinler ikame etmek zorunda kalırsınız
Dokuz Kehanet kitabı insanın içinde unutulmuş olan dokuz farklı bilgiyi su üstüne çıkarıyor. Her bir kehanetin kilidini açarken aslında ruhumuzun derinliklerindeki unutulmuş bilgileri hatırlıyoruz. İnsanın sahip olduğu enerjinin bütün hayatını güzelleştireceği bilincine varıyoruz bu kitabı okurken. Kitap harika bir kurgu ile yazılmış macera dolu hikayesi var. Kitabı okuduktan sonra hayata bakış açısınızı yeniden sorguluyorsunuz. Şimdiden okuyacak olanlara keyifli okumalar
Dokuz KehanetJames Redfield · Altın Kitaplar · 2020336 okunma
"Sekizinci bilgi insanları bir şeye karşı uyarır", diye seslendi." İnsanın gelişmesine karşı uyarıda bulunur... Bir başka insana karşı duyulan aşırı alışkanlığın insanların gelişmesini durdurduğundan söz eder"
Geçmişi berraklaştırmak bireysel yollarla çocukluğumuzda öğrendiklerimizi kontrol etmekle başlar. Bu alışkanlığımızdan bir kez kurtulduk mu kendimizi daha yüksek seviyedeki evrimsel kimliğimizde buluruz
Yalnızca mantığımızı kullanarak ilerleyemeyiz. Bilincimize tamamıyla sahip çıkıp Tanrı ile içimizden bir bağ kurmalıyız. Çünkü ancak bu şekilde kendimizin daha yüksek bir parçasını rehberliğinde kendi evrimimizi daha iyiye doğru götürebiliriz