Yıldız Ö.
Yıldız Ö.
@starster
mersin
153 okur puanı
Eylül 2020 tarihinde katıldı
Hugo kitabı 27 yaşında yazmıştır. İlk kitaplarındandır.
Tanık olduğu bir idam sonrası kaleme almıştır .
İdamla cezalandırılan bir insan bu cezanın gerçekleştirildiği o an mı ölür, yoksa o anın gelmesini beklerken mi ölür?
Bir İdam Mahkûmunun Son günü, başının giyotinin altına koyulacağı günü bekleyen bir mahkûmun o andan öncesinde yaşadıklarını inanılmaz bir şekilde anlatan her yüzyılın eseridir. idam edilecek kişilerle ilgili çeşitli argo kelimeler, giyotin sehpasına yatan bir kişinin 5-6 kez kafasının bedeninden ayrılamayışının anlatımıyla idama bakış açısını okuyucusuna yansıtıyor. Bu bölümleri anlattığında zihnimde farklı düşüncelerin oluşmasını başlattığı ilk cümle” ‘İntikam almak için cezalandırmak’ yerine iyiliğe yöneltmek için düzeltmelidir.” oldu. Yazar suç işlemeyi farklı bir bakış açısıyla ele alarak bir hastalık olarak görmüş ve bunu tedavi etmenin en doğru karar olduğunu paylaşmıştır. Yazar insanların idama karşı bakış açısını değiştirmeye çalışmış ve eleştirmiştir. Etkileyici ve sürükleyici bir kitaptı herkese tavsiye ederim .
1929 Dünya Ekonomik Bunalımı, aslında Amerika'da başlamıştır. Küçük toprak sahiplerinin bankalar ve tüccarlar tarafından aldatıldığı, insanların kuraklık, yoksulluk, zorbalık veya sadece açlık yüzünden evlerini terk etmek zorunda kaldığı ve 1930'larda 3 milyon insanın Kaliforniya'ya yeni bir yaşama başlamak için yerleştiği zor yıllarda, bireysel ailenin parçalanışı anlatılırken aynı zamanda bütün göçmenlerin de tek bir aile haline gelişi vurgulanmaktadır.john steinbeck'in tartışmasız en büyük eseri olan ve ona pulitzer ödülünü kazandıran kitap . 1939'da ilk kez yayınlandığında şok etkisi yaratmıştı tartışmalara yol açmıştı . Tüm dünyayı etkileyen "Büyük Buhran" döneminde, tarımın kapitalistleşmesi ve krizler yüzünden yoksullasan ve mülksüzleşen yığınların ayakta kalma mücadelesinin anlatıldığı roman okurken asla bitsin istemedim yavaş yavaş , içime çeke çeke olayları yaşaya yaşaya okudum . Açlık ve Sefalet yüzünden yollara iş aramak için düşen yığınla insan . Kendilerini daha kötü günlerin beklediğinden habersiz bir umutla . İşçi ailesine odaklanan destansı roman. Boşa çıkan umutların , hüzne dönüşen sevinçlerin arasında insanlığın direncini ve onurunu çarpıcı bir dille anlatan , kapitalizmi iliklerine kadar eleştiren Gazap Üzümleri...
Savaşa karşı mücadele eden. Hayalleri ve hedefleri için büyük uğraşlar veren fakat yahudi olduğu için Hitler tarafından ırkçılığın kurbanı olan psikojik olarak çökmeye yüz tutan bir yazarın hikâyesi .Onun hikâyesi, aynı zamanda Avrupa'nın da hikâyesidir. Bu kitap, hayal kuran ve hayali uğruna mücadele veren, ancak ne yazık ki hayalinin gerçekleşmesinde sabırsızlık eden bir yazarın yolculuğudur. Hayali gerçekleştiğinde artık yaşamıyor olan sabırsız bir yüreğin yolculuğu... Belki biraz daha sabretseydi Hitler'in intiharına tanık olcak, kardeşi Alfred (98) gibi uzun ömre sahip olacaktı ve daha nice eser kazandıracaktı bize kim bilir oldukça etkileyiciydi ...
Robert Burns şiirindeki gibi ;"En iyi planlari farelerin ve insanlarin /sıkça ters gider ..."
İki mülteci işçinin çiftlikte yaşadıkları ve birbirine bağlılıkları, dostlukları kitabın asıl konusudur.
Bu kitabi elestiren çok olmuş. Gelişime kapalı olan ,bir kitabi okurken uzerine uzun uzun düşünmeyen insanların ve tam anlamıyla okumak için okudugunu soyleyebilirim. Bu kitabi okudugumdan beri teknolojik yaşamın verdigi ağırlığı azaltmaya baslayip tamamen An'a döndüğümü farkettim . Kitap zamanın ne kadar değerli olduğunu ve zamanı kullanış biçimimizin bizim ruhsal yapimizi etkilediğini anlatiyor .Bugün son günün olsa ne yapardın ? sorusuyla yaşamını anlamı kılman için seni eğitiyor .keyifliydi...
