64 syf.
7/10 puan verdi
Akıcılığı Zweig'in diğer kitabı "Satranç" kadar olmasa da Hikayelere kendi ruh halinin karamsarlığını damıttığı 7 farklı hikayeden oluşan, yazarın intihar etmeden önce yazdığı son kitap.
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021111,1bin okunma
64 syf.
10/10 puan verdi
yazarın ilk okuduğum kitabı 'satranç' tı. çok iyi bir kitap olduğu kesin ancak 'amok koşucusu' nu çok daha etkileyici buldum. 'intihar' gibi ilgin bir konu etkileyici bir dil yeteneğiyle birleşince harika bir kitap çıkmış ortaya. Ancak yine de kitaptaki bazı hikayeler diğerleriyle karşılaştırıldığında insanı biraz hayal kırıklığına uğratabiliyor.
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021111,1bin okunma
Reklam
Başkaları söz konusu olduğunda insan her zaman çok akıllı ve çok nesneldir.
Sayfa 47 - Doğubatı YayınlarıKitabı okudu
Çünkü o, başkalarının dua ettiği, oyuncuların oyun oynadığı ve sarhoşların kendinden geçmiş bir halde gözlerini boşluğa diktiği gibi kendinden geçercesine okurdu, o okumaya öyle kendini kaptırır, öyle kendini verirdi ki ,onun okuyuşunu gördükten sonra başkalarının okumaları bana bir anlam ifade etmez oldu.
Sayfa 83 - Doğubatı yayınları ( Sahaf Mendel)Kitabı okudu
Eğer rüzgar ayakkabılarımızın hemen ardından bizden kalan son izleri de yok edecekse, neye yarardı yaşamak.
Sayfa 94 - Doğubatı yayınlarıKitabı okudu
Ben artık inançlı bir Hristiyan değilim.... benim için artık cennet ve cehennem yok.... eğer cehennem diye bir şey varsa da korkmuyorum, çünkü cehennem bile o gün sabahtan akşama kadar geçen sürede yaşadıklarımdan daha kötü olamaz....
Reklam
Kitapların dışında bu garip adamın dünya ile bir ilgisi yoktu; çünkü onun için varlığın tüm olguları kağıtlara döküldüğünde, bir kitapta toplandığında ve aynı zamanda her şeyden arınmış olduğunda başlıyordu.
109 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazarın okuduğum hemen hemen tüm kitaplarının asıl teması aslında tutkulu insanların macerası. Belki de gelmiş geçmiş en iyi biyografi yazarı Zweig bu kitabında; her zamanki okuyucuyu mest eden anlatımıyla iki öykü kaleme almış. Amok koşucusu Endonezya küldüründe psikolojik bir kriz sırasında hastanın elindeki hançeri, çok hızlı koşarak hedefine saplamak istemesi, aynı zamanda koşu sırasında önüne gelene de saldırabilen, ya bir tüfekle vurularak duran ya da ağzından köpükler saçarak kendi kendine ölene kadar koşusu süren kişiye deniyormuş.Bu öyküde koşucu, bir kadına tutulan doktorun çarpıcı anısıdır. Sahaf Mendel ise tüm tutkusu kitaplar olan dünyada başka hiçbirşeyle ilgilenmeyen hatta başlamış olan dünya savaşından bile bihaber yaşayan antika kitap arayıcısı ve satıcısının çarpıcı dramıdır.
Amok Koşucusu - Sahaf Mendel
Amok Koşucusu - Sahaf MendelStefan Zweig · Doğu Batı Yayınları · 2014945 okunma
Büyük kentin herhangi bir çukurunda saklanmaları gerekiyor bu küçük yan sokakların, çünkü onlar, içinde kibar insanların oturduğu, temiz camlı, aydınlık evlerin yüzlerce maskenin ardında neleri gizlediğini küstahça ve ısrarla dile getiriyorlar.
Durdum ve bu sessizliği içime çektim, tuhaf geliyordu bu sessizlik bana, çünkü gerisinde gize, şehvete ve tehlikeye benzeyen bir uğultu vardı. Bu sessizliğin bir yalan olduğunu, bu sokağın kasvetli buğusunun altında dünyanın kokuşmuşluğunun ışıldadığını kesin bir biçimde seziyordum.
Reklam
Hiçbir şeyin benim için gerçekleşmediğini, ama yine de her şeyin bana ait olduğunu hissediyordum.
"Tarihin akışı zorlanmaktan hoşlanmaz, kahramanlarını kendisi seçer. Ne kadar zorlasalar da davetsiz gelenleri hiç acımadan geri çevirir. Kaderin arabasından düşen olursa onu artık geri çekmemek gerekir."
Gökyüzü ışıl ışıldı. İçinde bembeyaz dolaşan yıldızlara oranla karanlıktı, ama yine de ışıl ışıldı; sanki orada bir kadife perde müthiş bir ışığı örtüyordu, ışıldayan yıldızlar sanki yalnızca çatılardaki delikler ver çatlaklardılar ve aralarından o tanımlaması olanaksız aydınlık parıldıyordu.
Gizemli, psikolojik şeylerin benim üzerimde adeta ürkütücü bir gücü vardır, ipuçlarını bulmak için neler vermem ki; tuhaf insanların yalnızca varlıkları bile onları tanımak için yanıp tutuşmama yeter, tıpkı bir kadının bir şeyi elde etmek için yanıp tutuşması gibi.
Resim