Ne kadın eski kadındı ne de adam eski adam... Ama tıpkı ayaklarının dibindeki bu kara hayaletler gibi kendilerini bulmak için boş yere didiniyor, cansız ve güçsüz çabalarla kendilerinden kaçıp, kendilerini yakalamaya çalışıyorlardı.
Sayfa 52 - İş bankasıKitabı okudu
Reklam
İki Gölge
Issız eski parkta karlar içinde, Arıyor geçmişi iki gölge Bunları kendine söyler söylemez anlamıştı, ağır ve ışıltılı anahtar elindeydi, uykuya dalmış derin kuyulardan alabildiğine parlak, alabildiğine keskin bir şekilde bir anda çıkagelen bağlantıyı anımsamayla birlikte kurmuştu: Yoldaki gölgeler yapmıştı bunu, kendi sözcüklerine dokunup onları uyandırmışlardı, evet ama bundan da fazlası olmuştu. Ve adam bir ürperti ile gerçekleşen kavrayışının anlamını, sözcüklerin gerçeği söyleyen anlamını ansızın hissetti: Geçmişlerini arayan, artık gerçekte var olmayan geçmişe boğuk sorular yönelten bu gölgeler onların kendisi değil miydi? Gölgeler bir gün canlanmak isteyen ama bunu artık başaramayan gölgeler ... Ne kadın eski kadındı ne de adam eski adam... Ama tıpkı ayaklarının dibindeki bu kara hayaletler gibi kendilerini bulmak için boş yere didiniyor, cansız ve güçsüz çabalarla kendilerinden kaçıp, kendilerini yakalamaya çalışıyorlardı
Geçmişe Yolculuk
Ama aşk, bir cenin gibi bedenin karanlıklarında acıyla dönüp durmaktan kurtulduğu, nefes ve dudak aracılığıyla kendini zikir ve itiraf edebildiği zaman gerçek aşktı.
"birazdan varmış olacağız," dedi kadın, kendi kendine konuşur gibi. "evet," dedi adam, derin derin iç geçirerek, "ne uzun sürdü." adam aslında kendi de bilmiyordu, sabırsızca iç geçirerek ağzından dökülen bu sözlerle yolculuğu mu, yoksa o saate kadar geçen uzun yılları mi kastetmişti?
Reklam
"her şey eskisi gibi, değil mi?" "evet, her şey, her şey eskisi gibi, sadece biz değiliz, biz değiliz!"
"bunlar benim öptüğüm dudaklar değil mi?"
İşte o zaman kinin, savaşın ve çılgınlıkların ortasında yıkılıp giden dünyada sürekli yalnız olmak yü­reğini korkuyla doldurmuştu.
Issız eski parkta karlar içinde, Arıyor geçmişi iki gölge
Reklam
"Her şey eskisi gibi, sadece biz değiliz, biz değiliz!"
“Senin isteğini asla geri çeviremezdim, seni tanığım günden beri daima sana ait oldum."
Ama aşk, bir cenin gibi bedenin karanlıklarında acıyla dönüp durmaktan kurtulduğu, nefes ve dudak aracılığıyla kendini zikir ve itiraf edebildiği zaman gerçek aşktı.
"İçinin daha derinlerine kulak verip geçmişe döndü; acaba o ses, anımsayarak gerçekleri söyleyen o ses ona dönüp, geçmişle birlikte bugünün üzerindeki örtüyü de kaldıracak mıydı?"
''Ne kadın eski kadındı ne de adam eski adam... Ama tıpkı ayaklarının dibindeki bu kara hayaletler gibi kendilerini bulmak için boş yere didiniyor, cansız ve güçsüz çabalarla kendilerinden kaçıp, kendilerini yakalamaya çalışıyorlardı."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.