Zamanla içinin rahatladığını, duygularının değiştiğini, gerginliğinin azaldığını hissetti. Her bitkinin yaşayabilmesi rengini yitirip solmaması için topraktan ve güneşten aldığı, depoladığı güç gereklidir. İnsan denen varlık ise sadece geçmişin anılarıyla yaşayamaz. Rüyalara bile duyguların gıdası gereklidir. Yoksa kanları donar, pırıltıları solup gider. (Geçmişe Yolculuk)
Aradan haftalar, aylar, bir yıl geçmesine karşın deniz ötesinden haber alamayınca, mektuplar gelmeyince coşku dolu o insanın da ruhunu kaplayan resim yavaş yavaş solmaya başladı. Çalışmaların ateşiyle yanan her günün sonunda anıların üzeri daha kalın bir tülle örtülüyordu. İlk zamanlar külün altındaki ateşin koru seçiliyordu. Fakat bir süre sonra bu tabaka iyice kalınlaştı ve her şeyi örttü.(Geçmişe Yolculuk)