Çok iddialı ama desteksiz...
Kitabı okumak için gerçekten çok çaba sarf ettim. Ama olmadı maalesef. 150. sayfada bıraktım. O 150 sayfada defalarca kez, benzer iddiaları farklı cümlelerle söyledi Dreamer yazara. Ama hep aynı ana fikir: "Yaşadığın her şey aslında senin ne olduğunla ilgili".
Büyük bir iddia. İlginç de aynı zamanda. Ama bu iddiayı desteklemek için hiç bir kanıt, örnek, diyalog, benzetme vs. olmadığı halde, yazarımızın hayatı sadece ilk cümle ile değişmeye başlıyor ve bir aydınlanma yaşıyor. Neden? Hiç sorgulamadı ama hayatını bu desteksiz iddia ile değiştirdi.
Sanırım ben daha somut düşünüyorum. Bu kitaptan önce okuduğum kitapların da etkisi olabilir. Her şeyin kanıtlanmasını, mantıklı açıklamasının olmasını bekliyorum. Bu kitapta onu bulamadım. Hatta bundan önce okuduğum kitaplarda tam aksini ispatlayan, bilimsel kanıtları okudum: "Hayatımız, fizik ve matematik yasaları ile yönetiliyor." Bu da biraz iddialı gelebilir. Ama felsefe kitaplarında da çevresel etkilerin insan hayatına ve kararlara etkisi, örnek olaylar ve diyaloglarla gösterilirken, "Tanrılar Okulu"nda hiç böyle bir zahmete girmeden, Dreamer'a inanmamızı beklemiş yazar.
Ayrıca bazı çelişkiler de var. Az uyumak ile ilgili olarak başkalarının ne düşündüklerini çok önemsemiş. Hani her şey "ben"dim. Bu kadar Liberal bir düşünceye yakışmadı...Ayrıca az uyumak, mümkünse hiç uyumamak tavsiyesi, kesinlikle bilimsel olarak saçmalık. Hem bedensel olarak, hem psikolojik olarak uyku, hatta rüya, (Dreamer'ın tavsiyesine bak) bir ihtiyaçtır.
Sonuç olarak, beğenmedim.
‘Hastalıklı bir dünya yaratıyorsun, sonra da kendi yarattığın eserinde dehşete düşüyorsun’
Hayat, tıpkı bana yaptığı gibi seni de bir mengenede,soluğun kesilinceye kadar sıktığında,içinden çıkamayacağın hayal kırıklığına uğrattığında ve hiç çıkış yolu bulamadığında..
İşte o zaman bu kitap, bir anda eline geçicek ve seni bulacak.Böylece bir insanın hayal edebileceği en büyük maceraya hazır olduğunu ve başladığını bileceksin..
Kişisel gelişime katkısı var. Hayali birisi ve kendin.. Herkese göre farklılık yaratabilir, bana kişisel katkılar sağladı. Farklı düşmezler, farklı yollar birde akıl almaz olaylar yaşanıyor.
Bir çok kişinin Kutsal Kitap dediği bu kitap yer yer beni de harekete geçirdi lakin bi ara artık felsefik yaklaşımdan ziyade kişisel gelişimin insanla dalga geçer gibi kurduğu iddialı cümlelere geçiş yaptı Stefano. Hastalıkların sebebi de insanın içidir diyor. Yani Kanser isen sebebi sensin. Dışarıda gerçek anlamda savaş varsa senin içinden dolayı var, gibi büyük cümleleri tabi kabul etmeyeceğim. Herkes her şeyi yapamaz. Her olasılık her insana aynı şekilde gelmez. Her insan başarmak zorunda değildir. Ama bu öncesinde söylenen o ihtişamlı cümleleri silmedi. Karşına çıkan insanlar gerçekten senin frekansın değerinde geliyor ya da sana bi öğretiyi öğretmek için geliyor. Okuduğum iyi kitaplar arasında olacak çünkü bu kitap insanı harekete geçiriyor.Kitap bittiğinde muhakkak öğrendiğin ve uygulamaya geçirdiğin bi’ şeyin olacağını söyleyebilirim. Bu arada yazar yakın bi tarihte kanserden ölmüştür.
Güzel bir girişle başlayan, kalite vaat eden ama devamında sürekli olarak tekrara düşen bir eser. Kitap iyisi ve kötüsüyle her şeyi kişinin kendisine bağlayan, kişisel gelişim kitaplarının hikayeleşmiş bir hali. Belirttiği bazı noktalar sizde 'Evet, haklı.' hissiyatı uyandırsa bile hemen ardından aşırılık ile karşılaşıyorsunuz.
Sistemin karşısında duruyormuş gibi görünen, sizi havaya sokan ama bizzat sistemin kendisine hizmet eden bir kitap.
Benimseyemediğim bir kişisel gelişim kitabından öteye geçemedi.
Kitabı kesinlikle beğenmedim. Bir noktadan sonra aynı şeyleri söyleyip durması da rahatsız etti. Ben daha çok felsefe kitabı beklerken kişisel gelişim kitabıyla karşılaştığım için de sevememiş olabilirim. Daha iyi araştırmam gerekirdi. Ancak bir sağlıkçı olarak da beslenme konuları beni çok rahatsız etti. Hem bilimsel açıdan hem anoreksiyaya olan yaklaşım açısından gerçek dışı göründü. Ayrıca kitabın temel felsefesi olan ‘Her şeyin suçlusu sensin’ fikrini de kitap boyu benimseyemedim. Olabildiğince yemek yememek/tek öğün yemek, az uyumak gibi öğretiler ne herkes için uygun ne de bilimsel olarak incelenip doğru bulunmuş, sağlıklı olmadığı saptanmış.