Çoğunu okumadım sağdan soldan derledim:
Aşkın Şehidi - Ahmet TURGUT (Bozkırın Sırrı Türk Peygamber romanını öneririm)
Aşkın Elçisi - Ahmet TURGUT
Aşkın Secdesi - Ahmet TURGUT
Merhabalar,reankarnasyonla ilgili merak uyandıran,biraz ürpertici ,biraz da sıradışı bir roman.Kitabın 2 serisi var ikisinide 1 hafta gibi bir sürede yıllar önce okumuştum.İki hayat arasında sıkışan Stella ve alt üst olan hayatına tanıklık ediyoruz,çözüm arayışları çabası vs.2.kitap yani devamı olan , ben 50 yaşındayım oğlum 59'u devamı gelecek şekilde bitirse de yazarımız, devamı gelmeyecekmiş malesef sosyal medyada geçen yıl kendisiyle birebir görüşme fırsatım olmuştu,filmide gelmeyecekmiş.Kitabın da yeni baskısı yok malesef sadece 2.eli mevcut.Tüm bunlara rağmen fırsatınız varsa mutlaka okuyun,heyecan merak karakterle o anı yaşamak hepsi mevcut.
Reenkarnasyona bir ilginiz varsa kitap tam da size göre. Açıkçası ben o an elimde başka kitap olmadığı için başlamıştım. Farklı bir deneyimdi ve etkileyiciydi. O dönem beni etkilediginden sanırım bir hipnoz seansına bile katılmıştım.
Sosyal medyada listeme ekli arkadaşlardan biri İzzet Pinto’nun videosunu paylaşmış. Başlık; bir kitap okudum hayatım değişti! O zamana kadar İzzet Pinto’nun ne kim olduğunu biliyordum ne de ne iş yaptığını. Elleri ceplerinde öğrencilere konuşuyor, rahat, vücut diliyle daha ilk bakışta işime hakimim acayip de pozitifim mesajı veriyordu. Meraklanıp izlemeye başlıyorum, şöyle bir cümle kuruyor. “Bir gün kuzenim kendi hayatıyla ilgili bir kitap yazdı. Reenkarnasyonla ilgili. Adı, Ben 44 Yaşındayım Oğlum 53…”
Kitabın ismini Google girdim hemen. Yazarı Stella M Trevez. Hikâye iki kitaba paylaştırılmış ikinci kitabın ismi de Ben 50 Yaşındayım Oğlum 59.
Sipariş verdim, iki gün sonra geldi kitaplar. İlk kitabı 2020’nin kasım ayında okumuştum. Ben 50 Yaşındayım Oğlum 59’da az önce bitti. Öykü gerçek, konu reenkarnasyon. Son sayfayı okuduktan sonra hikâyenin devam ettiği bir üçüncü kitap olabileceğini düşündüm, araştırdım yok. Açıkçası yazarın öyküyü neden devam ettirmediğini, gözleriyle ilgili rahatsızlığının ileri safhalara taşınmamış olmasını umarak merak ettim.
Yazarın da söylediği gibi, “bırakalım geçmiş geçmişte mi kalsın?”
... Bir daha hiç uyanmayacağını ikimiz de bilmiyorduk. Kimbilir belki de o biliyordu, hissetmişti ama ben, ben ölümü hiç yakıştıramamıştım ki ona. Beni bırakıp gideceğini hiç düşünmemmiştim ki...
Gülmek istiyorsan gül. Yanındaki adamı hiç takma. Onun ne düşüneceği umurunda bile olmasın. Hissettiğin gibi, olmak istediğin gibi ol. Bir daha bu kadar özgür olmayacaksın!