Kış ne kadar çok, ne kadar uzun olursa olsun; balık ne kadar az çıkarsa çıksın; yine yaz, bildiği gibi mahrumiyetlerin içinden kafasını kaldıracak ve onu bekleyenlere gelecektir. (Stelyanos Hrisopulos Gemisi)
Kış ne kadar çok ne kadar uzun olursa olsun, balık ne kadar az çıkarsa çıksın , yine yaz, bildiği gibi mahrumiyetlerin içinden kafasını kaldıracak ve onu bekleyenlere gelecektir.
Yazarı, edebiyat dersinden biliyorum. Türk Edebiyatı Cumhuriyet Dönemi öykü yazarları arasında en iyiler listesinde olan bir isim Sait Faik Abasıyanık.
20 öyküsünün seçilip bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş bir durum hikayeciliği eseridir. İçerisindeki kısa öykülerden dersler çıkartılıyor.
Kitabın içersinde en beğendiğim öyküler hangileriydi diye soracak olursanız:
-Stelyanos Hrisopulos Gemisi
-Çamaşır İpleri Ve Don Gömlek Hayaletleri
-Havuz Başı
-Açık Hava Oteli
-Diş Ve Diş Ağrısı Nedir Bilmeyen Adam
-Son Kuşlar
-Dülger Balığının Ölümü
Hikayeleri oldu.
Bu eser kendisine Milli Eğitim Bakanlığı'nın ilköğretim düzeyi için belirlediği 100 temel eser listesinde de yer bulmuştur.
Keyifli ve anlamlı okumalar diliyorum.
Seçme HikayelerSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20205,5bin okunma
Yazarın okuduğum ilk eseri. Edebiyat dersinde Türk Edebıyatı Cumhuriyet Dönemi öykü yazarları arasında en iyiler listesinde olan bir isim
Sait Faik Abasıyanık .
1936 yılının ocak ayında Varlık’ta yayınladığı ve akabinde aynı yıl içerisinde basılan ilk öykü kitabı olan Semaver’de yer verdiği Stelyanos Hrisopulos Gemisi adlı öyküsünde Sait Faik, bir ada evinde
Belki bir efsaneyi kelime dediğimiz söz öbekleriyle açıklayamam. Ama şöyle bir şey söylemek isterim. Sayfa 19'daki "Stelyanos Hrisopulos Gemisi" öyküsünden bir söz dikkatimi çekti.
"Ve denize bir dakika durup bakmaya vakitleri olmadığını söyleyen bu insanlar ne zevksiz mahluklardı." diyor yazar.
Gerçekten de öyle. Kuşlar uçuyor, ağaçlar gülümsüyor, güneş parlıyor.. Kısacası zaman geçiyor. Hayat akıp gidiyor. Ve biz de zamana yetişmeye çalışırken etraftaki güzelliklere karşı körleşiyoruz. Burnumuzun ucundaki güzellikleri bile göremiyoruz. Küçük İskender'in
İt Cazı kitabında şöyle bir söz geçiyor:
Tabiatın güzelliğine bak, dedim
Ağaçlardan hiçbir şey göremiyorum, dedi.
Sahiden hemen yanıbaşımızdaki güzellikler bile o kadar yabancı hâle geldi ki...
SemaverSait Faik Abasıyanık · Yapı Kredi Yayınları · 201111,7bin okunma