“Erkeklerin de şımartılmaya ihtiyacı vardır.” Kadın göz kırptı. “Striptiz kulüplerini sonraya saklıyoruz, öyle mi?” Mack kasıldı. “Striptiz kulübü yok. Sanki bu alacağım son özgür nefesmiş gibi, yaklaşan düğünümü kadınları cinsel olarak nesneleştirmek için bir bahane olarak kullanma fikrinden hoş­lanmıyorum.*’
Sayfa 202
408 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
#OkudumBitti #MelekTeröristFahişe #OsmanBalcıgil #406Sayfa Sahi gerçekten kimdi Holly mi , İris mi Lili mi Melek mi , Terörist mi, Fahişe mi Ünlü gazeteci Londra’da bir striptiz barda ‘’ Türk Lokumu ‘’ adıyla çalışan Tiffani’de kahvaltı filmindeki Holly karakterine benzerliğinden dolayı Türk kızı olan Holly ile röportaj yapar ve bu
Melek Terörist Fahişe
Melek Terörist FahişeOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20221,264 okunma
Reklam
Enron'daki yozlaşmayla ve bu yozlaşmanın getirdiği kötü gidişat ile ilgili verilecek bir çok örnek var. Örneğin; finanstan sorumlu genel müdür yardımcısının finansı bilmiyor olması. Şirketi denetleyen Arthur Andersen firmasından 86 kişinin işe alınması. Şirkete ait özel uçakların genel müdür Ken Lay'in ve ailesinin kullanımına tahsis edilmesi. Şirket çalışanlarının alt şirketler üzerinden şirketi dolandırması. Kendi akrabalarının kurdukları şirketlerin Enron ile iş yapması. Sekreterlerle yaşanan ilişkiler. Striptiz kulüplerine ve çeşitli etkinliklere harcanan paralar. Şirketten ayrılan üst düzey yöneticilere verilen yüksek tazminatlar ve hisse senetleri.
Sayfa 227 - Scala Yayıncılık, çev. Canan FeyyatKitabı okudu
"Haklısın," dedim "Bunu yapmamalıyım." Kulağına "Seni kucağıma yatırıp, bir sürtük gibi davranarak buraya sütyensiz geldiğin için kıçına şaplak atmamalıyım," diye hırladım. "Amını ortaya çıkaracak şekilde hem ellerini hem de ayaklarını bağlamamalı, yürüyemeyecek duruma gelene kadar seni sikmemeliyim. Seni yüzüstü yatırıp gözlerin yaşarana dek arka deliğini becermemeliyim. Ya da seni o striptiz kulübüne götürüp Sterling'i unutana kadar arka odalardan birinde düzmemeliyim. O zaman hatırlayacağın tek isim benimki olurdu, değil mi?"
Sayfa 111 - Tyler.Kitabı okudu
Marina Abramovic gibi bir performansçının yaptığı kendini kırbaçlamak, mastürbasyon ya da regl kanını etrafa sıvamak gibi bedensel eylem­lerin seviyesi her ne kadar porno ve burlesk gösteriler ayarında olsa da feminist ve sanatsal olma iddiasındadır. Striptiz kulüplerindeki dansçılar kendilerini kırbaçlayıp izleyicileri de bu oyuna katılmaya davet etse durum seks ticareti sınırları içinde yorumlanır, oysa aynı şeyi yapan kişi müze salonundaki bir performansçıysa, etrafında yaptığına olumlu yaklaşan ve para verdikleri için daha fazlasını görmek istemeyen izleyiciler de varsa, bunun adı toplumsal mesaj taşıyan sa­nat olur. Böyle ikiyüzlü tutarsızlıklar sebebiyle sanatın seviyesi her geçen gün daha fazla düşmektedir.
Kadın bedeninin pornografi ara­cılığıyla cinsel sömürüye maruz tutulmasına karşı mücadele vermek feminizmin başlıca savaşlarındandır, oysa performans esnasında baş­ vurulan dikkat çekme yöntemleri de pornografininkiyle aynıdır. Pornografi merak uyandırır, izleyicileri çeker, en uç eylemleri ger­çekleştiren kişi ise, striptiz kulübünde de olsa müzede de, gösterinin yıldızıdır. Sanatçıların zerre analiz etmeyi başaramadıkları durum­larla dalga geçmek için bebeklerle oynadığı ya da kılık değiştirdiği çocuksu performanslar da görebiliriz, ne var ki bu yüzeysel ve an­lamsız eylemler sayesinde üniversitelerin ve devletin sponsor olduğu kadın kongrelerinin kapıları önlerinde açılır. Lorena Wolffer'in şid­det görmüş kadınlarla gerçekleştirdiğine benzer, toplumsal metodo­ lojiden ve belli bir amaçtan yoksun, sorumsuz performans eylemleri, hiçbir ciddi analiz ve sağduyuya maruz bırakılmadan, sırf bir top­ lumsal mücadeleye destek verdiği ima ediliyor diye sanat addedilir. Oysa bu sanat değil şantajdır. Hiçbir sanatsal değeri bulunmayan bir eserin, taşıdığı siyasal-toplumsal mesajlar yüzünden kabul görmesi için baskı uygulamak bir tür diktatörlüktür.
Reklam
415 öğeden 401 ile 410 arasındakiler gösteriliyor.