"tutuculuk, uluslara zaman kaybettirmekten başka hiçbir işe yaramıyor. uluslar bu zamanı yitirirken, herkes marcel proust değil, kaç kuşaklar ziyan oluyor."
"eşitliği tesis etme ve sürdürme yolunda ilerleyen hareketlerin bünyesindeki mücadeleleri, örgütlenme biçimlerini ve müzakere kurumlarını kolektif olarak tasarlayabilmek için insanları eşit olarak düşünmekle başlamalıyız."
"ellerinde kelepçeler ve siyah göz bantları taşıyan görevliler avluya bakan demir parmaklığın önüne gelip ellerindeki kâğıttan isimleri okumaya başladığında bütün mahkumlar yapayalnızdı."
"rakıyla sabah kahvaltısı edilirse hemen şarkılara geçilir elbette. çarşamba'yı sel alıyor, leblebi koyuyoruz tasa gızannemden gizli, hatta dağ başını duman bile alabiliyor, yaşıyor, var oluyor harbiye. ferman kimin olursa olsun, dağların bize ait olduğu bas bas bağırılıyor."
"yaşadığımız binlerce şeyden olsa olsa bir tanesini dile getiririz, onu da gelişigüzel ve hak ettiği özeni göstermeden yaparız. dile getirilmemiş bütün o deneyimlerin arasında hayatımıza belli etmeden biçimini, rengini ve tınısını verenler de vardır."
"ne var ki yaşam, zaman zaman incelikten yoksun davranabilir ve densizliklerini kötü bir zamanda, hiç gülümsemek istemediğimiz bir anda önümüze serebilir.''
"hepimiz kucuk parcalardan olusuruz, bu parcalar oyle sekilsiz, oyle farklidirlar ki birbirlerinden, her biri her an caninin istedigini yapar; bu yuzden kendimizle kendimiz arasindaki farkliliklar, kendimizle baskalari arasindaki kadardir.''