Cahide, senin gideceğin gün,henüz sabaha karşı.
Eve geri döndüm. Korkunç, yalnız eve. Merdiven yine gicirdadi. Basamaklarda ölmek istedim. Ben de ölmek istedim;
zira o zaman aramızdaki ayrılık belki sona erecek.
Koltuğun bıraktığın gibi duruyordu. O , epeydir ' senin ' koltuğun. Ona baktım: Gobleni eskimiş, gülleri, küçücük gülleri soluk.
Tekrar aşağıya indim, kapıyı kilitledim.
Koltuğun bir iki gün daha böyle, bıraktığın gibi kalacak.
Gözlerim yaşardı . Sen, sanki yanımda, karşımdaymışsın gibi.
Yanındaki sehpada dudaklarının değdiği şampanya kadehi.
Ben de dudaklarımı değdirmek isterdim.
Bir sigara yaktım.
Aylarca gorusmeyeceğiz. Kim bilir ne zaman tekrar döneceksin. Dinlediğimiz şarkıların hiçbirini dinlemedim.
Konuştuklarımızı, gözyaşlarımızı -akmayan- düşündüm. Mezarlığı. Ölümü. Ölüm şu an bana çok yakın geldi.