Şu an tek ihtiyacım olan şey; güzel havada akşamüstü deniz kenarında bir sandalyede geriye yaslanıp saatlerce dalgaları dinlemek. Ve oradan biraz nefes alıp kafasını dinlemiş bir insan olarak kalkıp evime gelmek. İnce düşündüğüm olayları, kıymıklı tortuları bir kenara bırakıp biraz nefes almaya çok ihtiyacım var.
Dün önüme kısa bir video düştü. Kim olduğunu bilmediğim ama kisvesi ile hoca intibaı veren bir şahıs Vâkıa Sûresinin faziletinden söz ediyor ve kelimesi kelimesine şöyle diyordu:
“Vâkıa Sûresini her gün okuyacaksın, para seni bulacak. Senin çalışmana da gerek yok. Şimdi bunu söylediğim için yazacaklar. Evet Vâkıa Sûresini oku, çalışmana gerek
Şansa inanır mısın sevgilim? Ya da şansın var mıdır? Ben şanslı biri değilim örneğin. Ama senin hep şanslı olmanı isterim. Şanssız olduğumu düşünmeme neden olan bazı olaylar oldu fakat kendimi bir gün şanslı olarak atfedeceksem; bunun en büyük nedeni sensin. Sen benim şansımsın. Çünkü hep seni bekledim beklediğimin sen olduğunu bilmeden. Hep
Japon edebiyatı diye genelliyorum ancak son günlerde sıkı bir Osamu Dazai okuyucusu oldum. (3 kitabını okumuş biri için bu söz fazla iddialı geldi.)
Tam bir kasvetler ülkesi imparatoru, intiharı anlama ve anlatma uzmanı, ölüm, yas ve kayıp üzerine tasvirleri, duygu yorumlamaları…Kendimi onun kitaplarından ayıramıyorum. Şu an ihtiyacım olan şey bunları okumak diye yorumluyorum.
Biliyorsunuz sevdiğim kitapları yeniden okumak da hobilerimden biri. Üzerinden zaman geçsin ve ben onu önceki Aynur’dan farklı biri olduğumda yeniden okuyayım diye bekliyorum. “Batan Güneş” i kesinlikle yeniden okuyacağım. Bir de şöyle bir durum varrrr; (şımarıklığımı görüyorsunuz.) kafamın içindeki yeniden okuyacaklarım kategorisinde olan kitaplar olması durumu. Çok hoş bir şey değil mi? İyi geceler diliyorum. ✨
O geceyi anlatmaya çalışmak ne kadar doğru bilmiyorum, ya da ne kadar kendimi ifade ederim onu da bilmiyorum. Bazı acılara sözler anlam yüklemiyor, tesirsiz kalıyor. 2022'de Haziran ayında öğleleyin yatak alttan üstte doğru sıçradı tabi bu durum bana normal gelmedi. Herkesin dilinde bi maraş depremi vardı zaten, hep ne zaman olacak
bu satırları yazarken çok utanıyorum ama sanırım yardıma ihtiyacım var... bazı şeyler kalbime çok ağır geliyor acıyı kaldıracak takati bulamıyorum kendimde ne yapacağımı ne diyeceğimi kendimi nasıl avutacağımı bilmiyorum. sonrasında ne olacak diyorum tabi bu düşüncelerden kurtulmak için de savunma mekanizmalarımdan olan her şeyi espriye vurma
kafan çok karışık , gönlün mahzun, gidişat iyi değil,
filistin var gündemde; derin acılar, ölümler ve teslimiyet...
aklımda ve kalbimde bu acıları teskin edecek bir kıssa, bir hadis, bir ayet arıyorum bulamazsam ölürüm herhalde evet ölürüm!
ruhu ölen bir insanın cesetten farkı ne?
düşünüyorum uzun uzadıya, aklıma önce Efendimize ve Müslümanlara