456 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 18 days
Homo Deus
Yazar, "Şu an ölümsüzlük, mutluluk ve tanrısallığa erişme çabası, gündemimizdeki ilk üç madde gibi görünüyor olabilir. Ancak bu hedeflere yaklaştıkça ortaya çıkacak karışıklıklar bizi tamamen farklı sonuçlara yönlendirebilir.[...]21.yüzyılın fikirleri ve umutlarıyla doğmuş esas gelecek bambaşka olabilir. Tüm bunları anlamak için tek yapmamız gereken geriye dönüp bakmak ve Homo sapiens'in aslında ne olduğunu, hümanizmin nasıl dünyaya hakim bir din haline geldiğini ve hümanizmin rüyasını gerçekleştirmeye çalışmanın aslında neden insanlığın kendi sonunu getireceğini incelemektir. İşte bu kitabın temel meselesi bu." diye yazıyor. Şu anki Dünya düzeninde ekonomiden eğitime birçok alanın nasıl bir kurgu ile işlediğini ve gelecekte bu alanları bekleyen yok olma tehlikesini verilerle öğreniyoruz.Dijital dünyanın,yapay zekanın nasıl ilerleyebileceğini ve yegane karar vericilerin kimler olabileceğini tahmin etmemize yarayacak beyin fırtınaları ile karşılaşıyoruz. İnsanın özgür iradesinin,benliğinin olmadığı üzerine düşünüyoruz. Hümanizm'in bir inanç olma yolundaki süreci ile din nasıl insan oluşumu olur sorusuna cevaplar buluyoruz.İlerleyen yıllarda bilginin,verilerin değerinin Dataizm dini olarak evrilebileceği yönünde tahminleri, yorumları dayanaklandırıyoruz. Yüzyılları anlamak ve gelecek on yıllarda neler değişebilecek sorularına cevap arıyorsanız okuyabilirsiniz.Verilerle anlatım sizi ikna etmeye çalışmak yerine tüm bilgiyi önünüze serip istediğinizi almanızı bekliyor olacak.
Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi
Homo Deus: Yarının Kısa Bir TarihiYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 201712.3k okunma
" ...Ve asıl ilginç olan da şu, yapmak istediklerimizi durduran genellikle doğrudan kendimiz oluyoruz, başkaları değil. Bunu da asla fark etmiyoruz hayatın koşuşturması içinde. Hep bahaneler buluyoruz ama asıl engel kendi korkularımız ve kaygılarımız." -Serap Duygulu
Reklam
İmkansız, sadece bizim imkansız olduğunu düşündüğümüz şeydir. Belki de şu anda imkansız olduğunu düşündüğün şey, işte bu sınırsız olanakların imkansız olmadığı fikridir. Öyleyse bu senin şahsi kanaatindir. Bunun doğru ya da yanlış; iyi ya da kötü bir tarafı yok. Bu, senin kendi kanaatindir ve yaşamın da bu doğrultuda ilerleyip
Kalabalıklar Hatıra Biriktirmez
Hudutları belirsiz, tanımsız bir ahaliyiz artık. Hangi yöne gitse kaybolan, hangi çenginin etrafında toplansa avuçları alkıştan patlayan şaşkın bir ahali. Gözlerimiz hırstan kan çanağı, ellerimiz kılıçsız, ellerimiz pudralara aşina. Yani biz Yunus’u anarken derviş, Hallac’ı anarken zalimiz; vurduğumuz serçelere suç buluyoruz. İçlerimiz darmadağın.
"Başkalarına inansaydım şu anda var olmamam gerekirdi, fakat her yeni gün kanıtlıyor ki ben varım. Sanki kendi zihnimin içindeki bir kahinim. Ben giderek daha hızlı dönen ve içinde her şeyin durmadan çiğnenip öğütüldüğü bir var oluş makinesinin kurbanı mıyım? Bu soru yanıtlanmadan kalmalı. Karakterim tüm karakterlerin toplamı; arzularım tüm arzuların toplamı; umutlarım, korkularım ve hayal kırıklıklarım için de aynı şey geçerli. Kimi zaman açık sözlülük gerektiğinde ancak iki yüzlülük beni ve diğerlerini kurtarıyor. Ne zaman bir yerlere sığınmak istesek, kendimizi acizlik içinde buluyoruz. Kaçanın seçtiği yol, onun haletiruhiyesine uygun düşüyor. "
Sayfa 86 - Sel YayınlarıKitabı okudu
Elimin, kendi bıraktığı kitaba uzandığını görünce, durgunluğunu îzah eden cümleyi saklayamadı: Zahmet etme, zahmet etme Cemil Bey.. Bu da onlardan, diyerek sözüne devam etti: - Şimdiye kadar binlerce kitap okudum, fakat hemen hepsi de insanların ruhları gibi hasta ve sakat.. Bütün teselliyi, bütün şifâyı, niçin onlarda arıyoruz? Arı iğnesini çiçeğin bağrına saplar ve bir anda balını alıp çekilir. Biz bütün varlığımızla bu tozlu rafların içine gömülüyoruz da sanki ne buluyoruz? Hiç. Hep birbirine ters düşen sözler, hep birbirinin zıddı olan fikirler. İzzet Efendi, kendisini dinlediğimi gördükçe mütemâdiyen söylüyor ve üflendikçe şişen bir balon gibi gitgide gergin, sıkışık bir manzara arz ediyordu. Onun bu derece vurucu ve sert tutumuna tesadüf etmemiştim. Fakat acaba İzzet Efendi kitaplardan ne arıyor, ne umuyordu ki, bulamadıkça hiddetten köpürüyordu? O insan ki, bilgisinin dört başını mâmur¹ etmemiştir; şu halde zavallılıktan kurtulmamış olan bir zavallının sözleri, bize iç selâmeti aşılayabilir mi idi?
Sayfa 68 - 1 Her bakımdan mükemmel, kusursuz.
Reklam
923 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.