Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
BAHADIR YENİŞEHİRLİOGLU 1 batı notları nuri pakdil 2 Mesnevi Mevlana Celaleddin Rumi 3 Nebiler Silsilesi-1 Osman Nûri Topbaş 4 montaıgne denemeler Türkçesi Sabahattin eyüpoğlu 5 savaş ve barış Tolstoy 6 paulo coelho simyacı 7 yedi güzel adam Cahit zarifoglu 8 nazan bekiroglu nar ağacı 9 çile necip fazıl 10 cemil Meriç magaradakiler
İnsanın en görkemli yanı yaşamak ve susmak belki İkisi de sevgiler kadar anlamlı
Reklam
... Bir ömrün olgunlaştıramayacağı acemilikler toplamı ve bir çılgın boyun eğmedi kendine bile seçme zorunda kalmadı yaşamayı ...
... Hep yanıldı ve yenilgilere uğradı ama atıldı yine de yeni serüvenlere pervasız bir acemi, bir çılgın soyu tükenen bir bilgeydi belki ama bir şey vardı yine de başarısız ihtilallerden kendine kalan ...
Hangi çığlık bir çığ gibi yarıyorsa gecenin gerilmiş karnını bu saatte acı tükenip bitmiştir orada artık çırılçıplaktır tarihin bu sayfası ...
Kekremsi bir zaman dilimindeyiz bakır tadında geçiyor günler ...
Reklam
Yetmiş iki gündür bir dolapta kilitliyim. Yalnızca anahtar deliğinden hava giriyor ve ölü bir ışık sızıyor içeri. Yalnızlık hiç de tanrısal değil, görkemli değil. O yalnızca geçmişle gelecek, ölümle yaşam arasında kocaman bir karanlık nokta. Geçmişi ve geleceği olmayan, ölümle yaşam arasında irinli bir leke yalnızlık denilen. Şimdi ne varsa, anahtar deliğinden sızan havayla ışıkta... ( Farkına varsalar, kapatırlar mıydı onu da?)
Kaybetmek
"Ağzımı anahtar deliğine dayayıp havayı emiyorum. Böcek sokması gibi bir yanma duyuyorum boğazımda. Oysa kuru bir yaprağı bile dalından düşürecek gibi değil bu esinti. Belki çöle dönmüş toprağa tek yağmur damlasının düşüşü yalnızca. Çamur gibi bir yağmur damlası... Ama toprak, bu damlayla çatlatacak bağrındaki tohumu. Çöl, bütün vahalarını bu damlayla yeşertecek... Genzim yanıyor. İnce bir kan şeridi sızıyor dudaklarımdan. Kirli, sıcak ve simsiyah... Adımdan gayrısını bilmiyorum."
Suyum, bir litrelik karton süt kutusu içinde. Yetmiş iki gündür sakındığım ve hergün ancak bir kere dudaklarımı değdirdiğim... Dilimi bir köpek gibi değdirdiğim. (Dilin suya dokunuşu... Bir süngerin denizi yutuşu yani. Bir çölün seraba kesilmesi bir an için.) Her gün ancak bir kere değdiriyorum dudaklarımı suya. Dilimi kaçırıyorum artık. Sünger, bütün vantuzlarını birden uzatmasın diye... Bataklıktaki suyun da bir su yanı vardır. Çürüyen bir bedenin bile dayanılabilir kokusuna. Kutuda kalan son bir yudum su, bu bile değildi artık. Küstü, öldürdü kendini su... Su çürüdü...
Reklam
Büyük aşklar yolculuklarla başlar ve serüvenciler düşer bu yollara ancak
O yalnız kaybetmesini öğrendi ömründe Avucundan dökülen kum taneleriydi her şey Ne bir serseriydi ne de yılgın bir savaşçı Ama kendi kafasıyla düşünen ve hakkında Ölüm fermanları çıkartılan biriydi belki Sevince deli gibi severdi Pervasız severdi sevince Dövüşmek ancak ona yakışırdı Ona yakışırdı aşklar ve yolculuklar Yoktu bağlandığı herhangi bir şey Bulutlar gibi çekilip giderdi seslerin arasından
ve bütün gemileri yakıp yollara düşerdi o hep aynı ıslıkla mutlu muydu, hiç düşünmedi böyle şeyleri umutlardansa nefret etti daima hep yanıldı ve yenilgilere uğradı ama atıldı yine de serüvenlere
85 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Su Çürüdü kitabındaki şiirler, Ahmet Telli' nin 12 Eylül darbesinden sonra hücrede yaşadıklarını şiirsel olarak bize iletiyor.
Su Çürüdü
Su ÇürüdüAhmet Telli · Everest Yayınları · 20231,703 okunma
Acının tutanakçısıydım Anlatıp durdum aşkları Ayrılıkları ve o destan Yalnızlığını ömrümüzün
Sayfa 7
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.