“SENİ SEVEN NEYLESÜN” VE BEYNUN AKYAVAŞ M. NİHAT MALKOÇ Nice sözde meşhurlar vardır ki, ne yazık ki bulunduğu yerin hakkını vermeden o noktaya gelmişlerdir. Niceleri de vardır ki haksız yere nisyan bulutlarına gömülmüşlerdir. Fakat her şeye ilaç olan zaman, bunları elemesini, adaleti tecelli ettirmesini bilmiştir. Zamanın nisyan bulutlarında
İdare odasının kapısında Kenan görününce yarım kalıyor Davut’un lafı. “Oooo, erkencisin lan Çomar…” Kenan, Şerbet’e mahcup mahcup sırıtıp koltuğa sessizce ilişiyor: “Çay teklifiniz hâlâ geçerli mi?” Şerbet neşeyle somurtuyor: “Hastayım lan sizin şu laflarınıza… Teklif, geçerli falan… Emrin olur Çomarım… Şevkeeeet, çayla bizi…”
Sayfa 60 - April YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
İnsan bir şeyleri başarmak istediğinde çok doğal olarak üç noktayı kavramalıdır. Ben bu ana kadar, ne kadar işi tamamlayabildim? Şu an hangi konumdayım? Bundan sonra ne yapmalıyım? İşte bunlar, temel sorulardır. Bu üç nokta elinden alınırsa, geriye korku, kendine güvensizlik ve bezginlik hissinden başka bir şey kalmaz.
Sayfa 286 - Doğan KitapKitabı okudu
Gezmeli seninle şu diyarı Küçük, mor bir karavanla Meydan okunmalı Şarkılar fısıldanmalı El ele verip Nazlı nazlı Geçmeli şu diyardan! (Alıntı)
Mahşerin dört atlısı. ..
İncil' deki 7 Kıyamet Mühürü Birinci mühürO anda dört yaratıktan birinin, gök gürültüsüne benzer bir sesle, «Gel!»dediğini işittim. Bakınca beyaz bir at gördüm. Bu ata binmiş olanın bir yayı vardı. Kendisine bir taç verildi ve galip gelen biri olarak zafer kazanmaya çıktı. Kuzu ikinci mührü açınca, ikinci yaratığın «Gel!» dediğini işittim. O
Nil Karaibrahimgil Kuş ölür / Sen uçuşu hatırla 03.10.2016 Pazartesi Beş kelime. Kuş. Ölür. Sen. Uçuşu. Hatırla. Füruğ Ferruhzad onları yan yana dizmiş. Ve neredeyse her şeyi anlatmış. En son, yıllar önce Saint Antuan Kilisesi’nde Bach dinlediğimde böyle hissetmiştim. O akşam da, anlatılabilecek her şeyi duydum gibi olmuştu. Bu şiirde de
Reklam
Ayvansaray, Fener, Balat üçlemesi. Cidden bu üçlünün yapıları şehrin diğer yerlerindeki yapılar gibi değildi. Balat ise bu üçlünün en fiyakalı külhanbeyiydi. Cumbalı evlerin diyarı, meşhur Agora Meyhanesi’nin semti. Tabii şu anda yerinde eski Agora değil modernize edilmiş, sahipleri değişmiş başka bir versiyonu duruyor. Akşam karanlığı çökmüştü, sokaklarda oynayan çocuklar, mahalle turuna çıkan yaşlı teyzeler, yavaş yavaş dolmaya başlayan küçük kafe ve kıraathaneleri ile müzmin Balat’ta akşam başlıyordu. Hreşdagabet Ermeni Kilisesi’nin yanından kıvrılarak Balat’ın içlerine doğru yürümeye başladım. Her attığım adımda çocukluğuma yürüyordum sanki. Eşsiz Balat’ta bir akşam yürüyüşü. Seviyordum bu semti, İstanbul bir kadınsa eğer, Balat o eşsiz güzellikteki kadının makyajıdır. Her semtten daha renkli ve daha eşsiz, şehrin en müstesna yeriydi ruhumun derinliklerinde. Ve tabii Aysel! Ah ulan...
Suyla çalışıyorsan onu tanıman ve saygı duyman gerekir. Ona boyun eğdirmek için emek harcıyorsan günün birinde başkaldırabileceğini ve bütün emeklerini boşa çıkarabileceğini bilmen gerekir.
Sayfa 22 - Metis YayıncılıkKitabı okudu
Hayatın içinde bir sürü boşluk vardır. Onda birimiz canlı doku, onda dokuzumuz su; hayatın onda biri Burası ve Şimdi, onda dokuzu Tarih dersidir. Zira çoğunlukla Burası ve Şimdi ne buradadır ne de şimdi.
Sayfa 64 - Metis YayıncılıkKitabı okudu
Sadece hayvanlar tümüyle Burada ve Şimdi yaşarlar. Belleği de tarihi de tanımayan tek şey doğadır. Ama insan- izninizle size bir tanım vereyim- hikaye anlatan hayvandır. Nereye gitse arkasında kaotik bir dümen suyu, bir boşluk değil, hikayelerin şamandıralarını ve işaretlerini bırakır. Hikaye anlatmaya, uydurmaya devam etmesi gerekir. Hikaye varsa sorun yoktur. Son dakikalarında bile, ölümcül bir düşüşün o bir saniyesinde bile- ya da tam boğulmak üzereyken- bütün hayat hikayenizin bir film şeridi gibi gözünüzün önünden geçtiği söylenir.
Sayfa 65 - Metis YayıncılıkKitabı okudu
1.415 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.