Gülümsüyordu, sanki kısa, şakacı bir oyun için özel olarak yapılmış şu dünyadaki her şey yabancıydı ona. Şakacı bir oyun ya, uzamıştı sonsuzluğa kadar; kimsenin de gülmek gelmiyordu içinden, gülemiyordu. Çölün bomboş yüzeyi, deve, şu dolaşan acınası ot; ciddi, azametli, görkemli olması gereken her şey bu; zavallı varlıkların içinde başka, bahtiyar, zaruri, kaçınılmaz bir anlam taşıdıkları hissi var, yoksa neden böyle tükenmez yorgun olsunlar, bir şeyler beklesinler?
"Bir şeyden kaçacaksanız çocuklar,yılından, akrepten,aslandan kaçmayın da, nefsinizden kaçın,. Nihayet bu gelincik de şu akrep de size nefsiniz kadar zarar vermez. Kişi kendisi için neyin daha zararlı olduğunu iyi bilmelidir. Dünyadaki bunca bunalımların, kavga ve dövüşlerin sebebi dostdoğru olamayan kendi nefislerimizdir. İnsanoğlu hasetle, hırsla, açgözlülükle bakmayı terk edip sevgiyle bakmayı öğrenmedikçe sancılanmaya devam edecektir. Sancıyı tedavinin yoluda yine sevgiyi aramak, yaşamak uygulamakla mümkündür. "
İnsanlar prensip olarak delilerden hoşlanmıyorlar, iyi resim yapan deliler hariç , ama onlardan hoşlanmaları için de o insanların ölü olmaları gerekiyor. Ne var ki deliliğin Dünya’daki tanımı çok belirsiz ve tutarsız. Bir dönem tamamıyla aklı başında sayılan bir hareket bir diğerinde delilik işareti oluveriyor. İlk insanlar hiç sorun yaşamadan çıplak gezebiliyorlardı mesela. Hatta nemli yağmur ormanlarındaki bazı insanlar hala böyle geziyor. Yani deliliğin bazen zamanla , bazen de posta koduyla alakalı bir şey olduğu sonucunu çıkarabiliriz.
Temel kursl basitçe şu : Dünya’da aklı başında görünmek istiyorsanız doğru yerde olmanız , doğru kıyafetleri giymeniz , doğru şeyleri söylemeniz ve doğru çimlere basmanız gerekiyor.
Peyami Safa 'nın da ''Bodrum Katından Notları'' var . . .
Gaz lambasını yakıp merdivenlerden yavaş yavaş ''Bodrum Katı''na doğru inelim . . .
Bu roman, sadece 15 yaşındaki hasta bir gencin hastane