- Sizin için din istismarcısı diyorlar, ne dersiniz? + Sizi tenzih ederek arz edeyim ki, Reis beyefendi, din gayreti gösterenlere istismarcılık izafe etmekten daha fecî ve şenî bir mefhum istismarı olamaz. Su eritir, ateş yakar, yâni keyfiyetini icra eder, istismar etmez... Dindar için de aynı şey.... İstismarın ilk şartı ve kanunu samimiyetsizliktir. İmanın ilk şartı ve kanunu da ihlâs ve samimiyet olduğuna göre mü'minlere böyle bir isnad, minareye kuyu demek kadar abestir ve tâbir hokkabazlığıyla hamakat istismarının ve fikir iffetsizliğinin ta kendisidir.
Sayfa 288Kitabı okudu
Düşündüklerimizden ibaretiz. Şu an olduğumuz kişi düşüncelerimizden doğar. Düşüncelerimizle dünyayı yaratırız.
Sayfa 69 - BudaKitabı okuyor
Reklam
Artık kölelik kanunu mevcut değil, ancak kapitalizim gelişmekte. Batu Han zamanında olduğu gibi özgür düşüncenin en dorukta olduğu zamanlarda çoğunluk azgınlığı doyurur, giydirir ve korur; kendisi ise aç, çıplak, savunmasız kalır. Böyle bir düzen herhangi bir eğilim ve akımla muazzam bir şekilde bir arada var olabilir, çünkü köleleştirmeme sanatı da aşama aşama kendini geliştirir. Uşaklarımıza ahırlarda artık vurmuyoruz ama köleliğe ustaca şekiller veriyoruz. Köleliği haklı göstermek için her duruma göre en azından bir bahane bulabiliyoruz. Bizim fikirlerimiz de birer fikirdir ancak şu an, 19. yüzyılın sonunda en pis bedensel işlerimizi de işçi sınıfına eklemek mümkün olsaydı bunu elbette yapardık. Ve sonrasında bunu haklı gösterebilmek için en iyi insanların, düşünürlerin ve bilim insanlarının altın kadar değerli vakitlerini bu bedensel işlerde harcarlarsa ciddi bir tehlikenin insanoğlunun gelişimini tehdit altına bırakacağını söylerdik.
Sayfa 38 - MisailKitabı okudu
Su yüksek yerlerden alçak yerlere akardı. Yerçekimi kanunu böyleydi. Duygular da yerçekimine göre hareket ediyordu. Bağınız olan, duygularınızı paylaştığınız birinin karşısında yalan söyleyip paçayı kurtarmak zordu. Gerçekler ortaya çıkmak isterdi. Bu, özellikle üzüntünüzü ya da hassasiyetinizi gizlemeye çalıştığınız zamanlarda geçerliydi. Üzüntünüzü bir yabancıdan ya da güvenmediğiniz birinden saklamak daha kolaydı…
Sayfa 140Kitabı okudu
ALLAHUEKBER
Her bir su molekülü ,iki hidrojen ve bir oksijen atomonun birleşmesiyle oluşmaktadır.Biri yakıcı,diğeri de yanıcı olan iki gazın ,birleşerek her türlü yangını söndüren Su'yu oluşturması oldukça ilginçtir.
Su yüksek yerlerden alçak yerlere akardı. Yer çekim kanunu böyleydi. Duygular da yerçekimine göre hareket ediyordu. Bağımsız olan duygularınız paylaştığınız birinin karşısında yalan söyleyip paçayı kurtarmak zordu. Bu, özellikle üzüntünüzü ya da hassasiyetinizi gizlemeye çalıştığınız zamanlarda geçerliydi. Üzüntünüzü bir yabancıdan ya da güvenmediğiniz birinden saklamak daha kolaydı.
Sayfa 140Kitabı okudu
Reklam
~☆~ Artık kimsenin kullanmadığı bir kelime, Unutulan diller gibi bilincim Tenha bir kalabalıktayım... Bak şu halime... ~☆~
Sayfa 70 - PDFKitabı okudu
Bir kadının kadınlığını yok sayması, örtmesi, saklaması, nikahlı kocasının istediği dozda, sırada ve yerde yaşaması dışında tamamen unutması onu değerli kılan tek formüldür. Dünya düzeninin temelini 5.000 yıl önce cinsel güçleri nedeniyle korkutucu buldukları özellikle genç kadınların kendi hayatlarını kendi istedikleri gibi yaşamasına engel olabilmek için kanunlar ve inanç sistemleri oluşturup bunlar üzerine kuranların zorbalıkları sonunda öyle başarılı olmuştur ki, kadınlar bile bu düzenin milyonlarca yıldır hep böyle olduğuna inanmıştır. İşin tuhafı, 21 yüzyılda Türkiye dâhil birçok ülkede hâlâ bu sahte 'tabiat kanunu'nun devam edebilmesi ve bu konuda konuşanlara duyulan güçlü öfkenin anlaşılmamasıdır.
Sayfa 185
Elmalılı merhum, Rahmân Sûresi’ndeki “mizan” kelimesini şu şekilde tefsir etmiştir: Evvela mizan, ref’i Sema münasebetiyle zahir olan ma’na, bütün eşya arasındaki müvazene-i umumiyye kanunudur ki: (pesenteur) yahut (gravitation) denilen cazibe-i umumiyye veya siklet kanunu, bunun en zahir tecellisidir. Ma’lumumuz olan terazi ve kantar, çeki gibi tartı mikyası olan bütün mîzanların esası da budur. Eskiler bunun yalnız arzda cari olduğunu zannediyorlar idiyse de ulvî ve süflî bütün ecsam ve ecramda carî bir kanuni umumi olduğu ve ilmi hey’et bakımından ehemmiyyeti mahsusası bulunduğu anlaşılmıştır. Bununla beraber muvazenei umumiyye kanunu yalnız mihanikî ve fizikî olan cazibe kanununa hasredilmeyib, kimyevî ve ruhi münasebetlere dahi şamil olmak üzere adalet kanunu namiyle daha şumullü olarak tefsir edildiği takdirde faydası daha geniş olacağı derkârdır.
Kitap okumayan,bilgi ilim peşinde koşmayan milletler kandırılır. Alemlerin rabbi olan yaratıcısının, doğru yolu bulması için yarattığı sistemin tüm sırlarının ve dahi kendi vücudunun sırlarının yazılı olduğu kendisine gönderilen kitabı dahi okumayan bir insanın, birinin söylediği fikirleri "Öyleymiş,böyleymiş"diyerek ömür geçiren bir insanın kandırılması gayet doğaldır. Doğal olmayan husus, yaratıcı tarafından gönderilen kitabı okumadığı halde kendisine Müslüman demesidir.
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
Su Kanunu
Başka bir insana şişman demek sizi daha zayıf yapmaz.Başka bir insana aptal demek sizi daha akıllı yapmaz ama sizin o durumlar düşmenize sebep olur...
Sayfa 216Kitabı okudu
"Dertlerini fanilere anlattıktan sonra "dua ettim de kabul olmadı" deme...
Olmadı,” deme. “Oluyor,” de… “Bitiremedim,” deme. “Bitiriyorum,” de… “Yapamadım,” deme. “Yapıyorum,” de… “Başaramadım,” deme. “Başarıyorum,” de…
İmtihan
En çok neyin sohbetini yapıyorsan hayatının en ağır imtihanları oradan olacak.
Sayfa 210Kitabı okudu
Su yüksek yerlerden alçak yerlere akardı. Yerçekimi kanunu böyleydi. Duygular da yerçekimine göre hareket ediyordu. Bağınız olan, duygularınızı paylaştığınız birinin karşısında yalan söyleyip paçayı kurtarmak zordu. Gerçekler ortaya çıkmak isterdi. Bu, özellikle üzüntünüzü ya da hassasiyetinizi gizlemeye çalıştığınız zamanlarda geçerliydi. Üzüntünüzü bir yabancıdan ya da güvenmediğiniz birinden saklamak daha kolaydı.
Sayfa 140
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.