Acı üzerine düşünceler...
Herkes olumsuz duyguları deneyimler, acı da bunlardan biridir. Acı, insana kendini ve konumunu sorgulatır, anlam arayışına iter. Acı, varoluşsal bir kaygı yaratır. Günümüzde bu durum medyanın etkisiyle başka bir hale dönüşmüştür. Amaç aynı olsa da bu sorgulama şekilleri farklılık göstermektedir. Ben bu saatte bu yazıyı yazarken amacım neydi? Ne
Sonun, başın, ortanın birbirine karıştığını, anlamını yitirdiğini, tersinmez zamanın boyunduruğundan kurtulduğunuzu duyduğunuz bir gün gelir. Yaşlanmışsınızdır, yaşamınız artık sizin malınızdır. Malınızı istediğiniz gibi kullanabilirsiniz. Yeterince güçlü, yerini bulan bir fiskenin -ister içinizden gelsin ister dışarıdan, sizi nasıl
Reklam
Çağların bilgeliği, şu bebelerinin ağzında nasıl da dile geliyor. Kimisi savaşacak ;kimisi yönetecek ; kimisi dua edecek. Uygar devletin hayranlık veren eşi benzeri görülmemiş harikalarının sonu gelmemecesine tekrar tekrar kanlı iskeletleri üzerinde yükseldiği tüm diğer insanlarla büyük ıstıraplar içinde sürekli çalışacak. Mağaradaki kitapları yok etsen de aynı şey; kitaplar olsun veya olmasın, içlerindeki eski gerçekler tekrar keşfedilecek, eski yalanlar tekrar devreye girecek, orada yazılan yaşantılar tekrar yaşanıp sonraki kuşaklara aktarılacak .Ne faydası var?
Hayatın Anlamı
3.Kısım Anlam Tutulması Anton Çehov'un Tri Sestry oyunundan şu kısa diyaloğu dü- şünelim: MASHA: Bir anlam yok mu? TOOZENBACH: Anlam mı? (...) Şuraya bak; kar yağıyor. Bunun anlamı ne? Kar bir ifade ya da sembol değildir. Anlatabildiğimiz kada- nyla gök kubbenin kederlenmesinin bir alegorisi değildir. Philip Larkin'in baharı
Karşındakini yargılamayı bırakırsan ‘bana zarar verdi’ yargısından kurtulursun. ‘Bana zarar verdi’ yargısından kurtulursan zarar dediğin şeyden de kurtulmuş olursun. İyi de ben güçlü filan değilim ki! Böyle vir vir vir konuştuğuma bakma. İnsan başka çaresi olmayınca öyleymiş gibi yapıyor.” “Bazen insan, konuştuğu kişi daha ağzını açmadan neler
Peki bunun faydası ne? Eski uygarlık nasıl yıkıldıysa bu yeni uygarlık da geçip gidecek. O uygarlığı inşa etmek elli bin yıl alsa da geçip gidecek. Zaten her şey geçip gider. Geriye sadece kozmik güç ve madde kalır, onlar da ebediyen devam edecek, sonu gelmez bir akış içinde birbiriyle itişip çekişecek o ölümsüz tipleri ortaya çıkarır: rahibi, askeri ve kralı. Çağların bilgeliği, şu bebelerin ağzında nasıl da dile geliyor... Kimisi savaşacak, kimisi yönetecek, kimisi dua edecek; uygar devletin hayranlık veren, eşi benzeri görülmemiş harikalarının, sonu gelmemecesine, tekrar tekrar kanlı iskeletleri üzerinde yükseldiği tüm diğer insanlarsa büyük ıstıraplar içinde sürekli çalışacak. Mağaradaki kitaplan yok etsem de aynı şey; kitaplar olsun veya olmasın, içlerindeki eski gerçekler tekrar keşfedilecek, eski yalanlar tekrar devreye girecek, orada yazılan yaşantılar tekrar yaşanıp sonraki kuşaklara aktarılacak. Ne faydası var?
Reklam
724 syf.
·
Puan vermedi
Tutunanlara...
"Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok." demiş Oğuz Atay. Biliyoruz ki zaten insanlar hayal dünyasında hayal kırıklıklarına yer vermezler. Selim ve Turgut hayallerinde olmayan şeyleri yaşadılar. Ölmeden birkaç defa öldüler. Bu yüzden incelememe alıntılardan başladım çünkü bazı kitaplar insan hayatlarından birer
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061bin okunma
443 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
DOSTOYEVSKİ Yazarı: Henri Troyat; Cem Yayınevi; Biyografi; 1973 basımı; Türkçemize Çeviren: Leyla Gürsel; Kapak resmi: Güner Ener; 461 sayfa (10) (21.05.2010) Yukarıda künyesini yazarak tanıttığım, uzun yılları geride bırakmış olan bu kitap 1973 yılında, Ahmet Sarı Matbaası'nda dizimi ve basımı yapılmış, 'Cem Yayınevi'nden çıkmış
Dostoyevski
DostoyevskiHenri Troyat · İletişim Yayınları · 2014180 okunma
Hafifçe başını salladı. “Evet, öyle yaptın” dedi. “Sen söndürdün. Yerde su vardı, bir de kova.” Kütüphaneci bunu inkâr etmedi. “Kitapların bu kadar kolay alev alacağını sanmazdım. Yoksa bir parça gazete mi aldılar veya katalog ya da eski bir dosya? Belli ki yanıcı bir şey almışlardı. Bütün o duman, korkunçtu. İçeri girdiğim anda boğulur gibi
Çok düşünmek baş ağrısı yaptığından uyku tutmadı hissettiklerimi yazıp rahatlamayı deneyeyim dedim. Bugünlerde küçük bir şeyin etkisiyle kabuğuma çekildim, kaç gündür odamdakilerden uzak hissediyorum, dışarda da pek farklı sayılmaz az konuşuyor, asık suratlı olmayı sevmediğim için bazen küçük şakalara bile gülüyordum. Ama benzetme yapacak olursam
Reklam
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
°•Aydaki Adam Tanpınar - Nazlı Eray•°
"Korkunç bir yalnızlık bu. Ama insan alışıyor. Ne tuhaf şey. Alışıyor ve yapayalnız yürümeye başlıyor şu karmakarışık yollarda..." Merhabalar... Büyülü gerçeklik akımının muhteşem temsilcisi ve fantastik kurgunun kraliçesi Nazlı Eray'ın kaleminden
Aydaki Adam Tanpınar
Aydaki Adam Tanpınar
kitabının kendimce incelemesi ile geldim. Gerçi, böyle harikulade bir
Aydaki Adam Tanpınar
Aydaki Adam TanpınarNazlı Eray · Doğan Kitap · 2014208 okunma
Hayatın Anlamı
1.kısım Hayatın anlamı nedir?" sorusu hakiki bir soru mu yoksa yalnızca hakiki gibi görünen bir soru mudur? Tanrı, stratejik bir amaçla dünyayı yaratmış göksel bir mühendis değildir. O, dünyayı yalnızca kendi memnuniyeti ve yaratma hazzı uyarınca yaratmış bir sanatçıdır. Philosophical Investigations" gibi bir çalışmada
ARININ HAYRET-ENGİZ HÂLLERİ...
- "Arının bal yapmak-aramak için uçtuklarını görürüz, hem de hep farklı yönlere doğru. [...] Ama onlara şimdi şu tarafa uçun ya da bu tarafa uçun veya orada sizin için bir şeyler var diyen kim? Ve sonra kovanlarına götüren kim? Sanki görünmez dizginlerle oraya buraya sev kediliyorlar. Ve bütün bunlar bizim için muamma!."
Sayfa 326 - (Eckermann, 8.10.1827) -Hayvan- Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınları: 534Kitabı okudu
Ansızın şu gerçeğin ayrımına varmıştım: O harika manzarada bir tek kızıl renk eksikti. Eğer onu elde edebilirsek bir hedef deseni oluşacaktı. Dipsiz bir gri, pırıl pırıl ışıldayan kar gibi ten... benek kadar bir de kızıllık olsa, dünyadaki en kusursuz hedef tahtasını yaratmış olurduk. Olmasına olurduk da, ben kırmızı boyayı nereden bulacaktım? Baştan başa arasam da bu ormanda açmış bir tek kamelya çiçeği yoktu. Tek sıra hâlindeki örümceksi ağaçlardan başka ağaç bile yoktu. “Bekle bir dakika... işte orada harika bir boya var, değil mi? Adına kalp denilen esnek tüpün içinde. Dünyada hangi boya dükkânında öylesi canlı bir kırmızı bulunabilir?” Ufak ve keskin tırnaklarımla tüm bedenimde enine boyuna yaralar açtım. Görkemli memelerime, dolgun karnıma, eti sıkı omzuma, gergin butlarıma... hatta o güzel yüzüme bile. Yaralardan damlayan pıhtılı kan bir dereye dönüştü. Tüm gövdem kıpkırmızı oluklarla kaplandı. Taptaze kandan dokunmuş bir file gömleği kuşanmış gibiydim. Görüntüm, göletin yüzeyinden aksediyordu. Mars Kanalları!” Vücudum aynı o ürkütücü Mars gezegeninin kanallarını andırmıştı. Ama burada su yerine kırmızı kanlar akıyordu.
388 syf.
6/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Orta Şekerli
Ehh işte diyebileceğim bir kitap olmuş yalnız çok fazla yardım derneği ve baba konusu geçiyordu yani kitabın yarısı bunlardan ibaretti birde korku ( fobiler) ve korku isimleri var!! Baba kısmını anlıyorum yeni (6 ay) önce ölmüş ama diğerleri biraz kısa sürmeliydi söylenen şeyi idrak ediyoruz ama biz bu kitabı fantastik bir kurgu olduğu için alıyoruz ve bilemiyorum fantastik kitabına öyle yardım dernek ya da işte korku takıntıları gibi şeyler bilmiyorum yakışmamış pek. ki alaca karanlığında anımsatmasına rağmen bilmiyorum kısa öz olabilirdi ve şu fobiler artık göz devirdim okurken , en azından kitabın çoğunu kaplayacak şekilde yakışmamış gibi geldi bana. bunun dışında kitap gayet akıcı idi aslında konusu çok güzeldi diğer kitaplara göre daha farklı iyiydi periler ve şekil değiştirenler. zaten hani tahmin edilebilecek şeyler yaşanıyordu bazı yerlerinde ,gerçekten çok şaşırdığım yerlerde oldu. Kitabın özetine gelirsek kızımızın üvey babası öldükten sonra yaşadığı bunalım ve içine kapanıklığından kaynaklı olarak annesi tarafından üvey babaannesinin yanına yollanıyor ve orada farklı durumlar olduğunu fark ediyor erkek çocuklarının özellikle kaçırıldığını öğreniyor bu durumu araştırıyor, daha doğrusu araştırmak zorunda kalıyor ve farklı doğaüstü olayların olduğunu fark ediyor, kaçırılma olayını sona erdirmek için elinden geleni yapmaya çalışıyor derken başı derde giriyor ... Ask, korku, takıntılar, gecmise geçişler, dogaustu olaylar, macera ve özgürluk gibi öyle kısa ve öz yapayım sadece bir başlangıç özeti olsun.
İhtiyaç
İhtiyaçCarrie Jones · GO Kitap · 2016118 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.