Dün gece sen uyurken İsmini fısıldadım Ve hayvanların korkunç Öykülerini anlattım Dün gece sen uyurken Çiçeklere su verdim Ve insanların korkunç Öykülerini anlattım onlara…
148 syf.
·
Not rated
Çocukluğundan beri kitap okumayı düş kurmayı severmiş Cezeri. Resimler yapar, masallarda anlatılan nesneleri çizip onlari hareketli hâle getirmeyi hayâl edermiş hep. Mesela kardeşleri oynasın diye rüzgar olmadan uçabilen uçurtma eksizleri tasarlamış. Hasta annesi çorba karıştırırken yorulmasın diye kendiliğinden hareket edip çorbayı karıştıran
Cezeri ve Mezopotamya’daki Sır
Cezeri ve Mezopotamya’daki SırMavisel Yener · Bilgi Yayınevi · 033 okunma
Reklam
Gautier ve Üsküdar I
"Pera'nın dönen dervişlerini gördükten sonra Üsküdar'ın zikirci dervişleirni de görmek gerek." cümlesi ile Gautier Üsküdar'a taşıyor okuyucuyu. Üsküdar'ın deniz tarafından çehresini elbbette Mihrimah Camii ve Sultanahmet Çeşmesi oluşturur. Gautier'in dikkatini ilk olarak bu iki yapı çeker... Sonra denize doğru
382 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 16 days
Kitabın baş karakteri Hayri İrdal’ın ağzından; “Beni tanıyanlar, öyle okuma yazma işleriyle büyük bir ilgim olmadığını bilirler” cümlesiyle başlayan bu büyük eser, bu cümlenin aksine mükemmel bir anlatı sunuyor bize. Biz, “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”nün hikayesini okurken aslında güç karşısında değişen insan ilişkilerini, menfaatçi ve ikiyüzlü
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202342.2k okunma
"İçimize atıp bastırdığımız kaygı yalnızca yaşamın son bulacağı o özel anla ilgil değildir. Yaşlanacağımız, sağlığımızı kaybedeceğimiz, derimizin buruşacağı ve bedenimizin zayıf düşeceği gerçeğiyle ilgilidir. An içinde hayat hızla geçip gider, geriye dönüp baktığımızda su gibi akıp gitmiş görünür. Yirmi yaşındaki birine, yedi yaşındayken harcadığı binlerce saat neredeyse hiç yaşanmamış gibi gelebilir. Elli yaşındaki birine de yirmilerinde geçirdiği onca sene kısacık bir an gibi görünebilir. Garip ama son derece anlamlı bir gerçekle yüz yüzeyiz: Bugün gözümüzde o kadar büyüttüğümz sorunlar, uzadıkça uzayan günler, yoğunluk ya da rehavet içinde geçen saatler, hepsi sonunda uzak bir geçmişin zar zor hatırlanan anlık detayları haline gelecek."
Sayfa 142
Amentü
İnsan eşref-i mahlûkattır derdi babam bu sözün sözler içinde bir yeri vardı ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman bu söz asıl anlamını kavradı geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı kararmış rakamların yarıklarından sızarak bu söz yüreğime kadar alçaldı damar kesildi, kandır
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.