Zaten hayatımız tamamen zannetmekten ibaret değil midir? Dünyada ne hakkında emin olabiliriz? Kendimizi sağlıklı zannederiz, bir gün, senelerden beri müthiş bir illete tutulduğumuzu öğreniriz. Mesuduz zannederiz, saadetimizin rüya olduğunu, aldandığımızı öğreniriz. Geleceğimizi güvende zannederiz, o anda mahvoluruz, harap oluruz... Dostlarımızı sadık zannederiz... Velhasıl hep zannederiz, sadece zannederiz... Zaten bütün insanların hayatı yalnızca zannetmek üzerine kurulmuş değil midir? İnsanların asırlarca devam eden zanlarla neler çektiğini tarih bize ispat etmez mi?
Sayfa 50 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kâr paylaşımı, kazanç mücadelesinden oluşan bir düzenin içinde sadece istisnai durumlarda başarılı olabilirdi çünkü emek ve sermaye her yerde kârı paylaşsaydı, herhangi bir kâr paylaşımı olmaksızın sağlanan koşullar elde edilirdi.
Böylece fiilen herhangi bir geçerliliği olmayan kâr paylaşma fikrinden vazgeçildi; bunun yerine yağmaya katılma düşüncesi doğdu. Büyük ve güçlü sendikaların sloganı, "Bana daha çok, herkese daha az "idi. Bu çıkarcı politika çeşitli yerlerde başarıyla uygulandı. "Herkese daha az" kısmı, örgütlü olmayan büyük işçi kitlesine ve zayıf örgütlü emekçilere dayatıldı. İşçi tekeli haline gelen büyük sendikaların üyeleri olan güçlü kardeşlerinin ücretlerindeki artışı, esasen bu emekçiler ödedi.