İdam mahkumunun biri ölümünden bir saat önce, yüksek bir dağın tepesinde,
ancak iki ayağının sığabileceği kadar daracık bir yerde yaşaması gerekse; çevresindeyse uçurumlar, okyanuslar, sonsuz karanlıklar, fırtınalar ve sonsuz bir yalnızlık olsa, yine de o bir avuç yerde ömrü boyunca, binlerce yıl, sonsuza dek yaşamanını, o anda ölmeye yeğleneceğini söylemiş. Yeter ki yaşasın! Yalnızca yasasın! Aman Tanrım, bu nasıl gerçek böyle! Bu nasıl gerçek! İnsan ne alçak yaratıkmış!