Yeryüzündeki en masum şey uyku,oysa en suçlu varlık insan!
Sevinçliyim, çünkü geceleri bana uğramayan uykunun yolunu öğrendim artık. Uykusuzluğa karşı koymak budalalik! Yeryuzunde en masum şey uyku, oysa en suçlu varlık insan!
Reklam
Dünyanın her tarafında suçsuzluğunu kanıtlayana kadar suçlu olduğun bir gerçektir. Bu tüm insani ideallere, demokrasiye, özgürlüğe, bireyin haklarına, saygıya karşıdır; bu hepsine karşıdır. Kanun suçlu olduğun kanıtlanana kadar masum olduğunu söyler. Bu sözcüklere döküldüğünde böyledir ama gerçekte durum tam zıddıdır.
Suçlu insanların başkalarının suçları için de bedel ödemesi gerekir. Hatta bu dünya öyle günahkâr bir yerdir ki bazen masum insanlar bile bu günahların bedelini ödemek zorunda kalır.
Sayfa 150Kitabı okudu
“…….. Hiçbirimiz suçlu değiliz oğlum, çünkü hiçbirimiz masum da değiliz...”
Sayfa 98
Konuyu kısaca özetleyecek olursak, hatayı görmek önemlidir ama suçluluk sürecini dramatize etmek, düşünceyi çarpıtmaktan başka bir şey demek değildir diyebiliriz. Yaratacağı sonuç, tabii ki mutsuzluk olacaktır. Sevginin olduğu yerde suçlama yoktur, yargılama yoktur. Sadece olan vardır. Olduğu haliyle orada öylece olan. Ne iyi, ne kötü, ne doğru, ne yanlış, ne suçlu, ne masum. Sadece olan. Aynı şekilde başkalarını suçlamak da tıpkı onay beklemekte olduğu gibi, mutluluğunuzla ya da mutsuzluğunuzla ilgili tamamen başkalarını yani dışarıyı, dış faktörleri sorumlu tutmaktır. Oysa kimsenin ne mutluluğunuzda ne de mutsuzluğunuzda bir payı vardır. Sevgi, tamamen kendi emeğinizdir. Kendinizde var edip yaydığınız bir etkidir. "Onun yüzünden böyle oldu, öyle yapsaydı böyle olmazdı, her şey onun hatası, o söyledi, o konuştu, o bozdu, o dağıttı, o toplamadan gitti, o aldattı, o yalan söyledi, o berbat etti, o düşünmedi, o dikkat etmedi ve ben bu yüzden mutsuzum." Odağınızda zaten hep bir "o” varsa burada "siz"de bir mutluluk nasıl var olabilsin ki? Üstelik onu, bunu ya da onları suçlayıp durmak, dağlardan çağlayıp gelen ve kendine yeni yollar açarak ilerleyen bir nehri, kendi etrafında dönüp duran hırçın bir girdaba dönüştürmekten farksızdır. İzin verin, su kendini yenileyerek ve temizleyerek akıp gitsin.
Sayfa 166
Reklam
"Masumluğun kambur yaşamaya zorlanması varsayımını bir an bile göz önüne alamam. Kaldı ki, hiç kimsenin masum olduğunu kesinlikle söyleyemeyiz, oysa herkesin suçlu olduğunu kesinlikle onaylayabiliriz. Her insan başkalarının suçuna tanıklık eder, inancım ve umudum bu benim."
Yasa sadece iki sonuca sahip: Suçluluk ve masumiyet. Suçlu idam edilir ve masum serbest bırakılır...
Sayfa 369 - Cixin LiuKitabı okudu
Varoluş her şey için öncelikli olması gereken bir şeydir. Ama hayatlarımıza bir bakın lütfen: Her şey hayatta kalma üzerine odaklanmış. Medeniyetin yaşayabilmesi uğruna bireylere karşı olan saygı tükenmiş durumda. Artık çalışamayan her birey ölüme mahkûm ediliyor. Trisolaris toplumu aşırı otoriter bir yönetimin boyunduruğu altındadır. Yasa sadece iki sonuca sahip: Suçluluk ve masumiyet. Suçlu idam edilir ve masum serbest bırakılır. Benim için en dayanılmaz tarafları ise, manevi tekdüzelik ve kuruma. Ruhsal zayıflığın yol açabileceği her şey günah olarak ilan edilmiş. Ne edebiyatımız var ne sanatımız. Hiçbir güzellik ve zevk arayışımız yok. Biz aşkı bile konuşamıyoruz. Liderim, böyle bir hayatın anlamı var mı?
Adalet
Tek bir masum insanı haksız yere mahkum etmektense, on suçlu insanı beraat ettirmeyi yeğlerim. William Blackstone
Sayfa 254Kitabı okudu
Reklam
A-Cezalandırmada Hâkim Prensipler
1-Cezâ, suçu önleyici mahiyette olmalıdır. Ağır suçlar için hafif cezaların verilmesi, bu maksadı bertaraf eder. Bu sebeple İslâm hukukunda, bilhassa bazı mühim suçlar için ağır cezâlar konulmuştur. Vâkıa bu cezaların tatbiki son derece zor şartlara bağlanmıştır ve İslâm tarihinde de nâdir infaz olunmuştur. Ancak cezaların ağırlığı, bahis mevzuu
"Cezalandırılmayan suçlar vardır," dedi, "çünkü suçlular bulunmaz çünkü masum bir başı bir suçlunun başıymış gibi giyotine göndermekten endişelenilir ama suçlu bulunduğunda, (Villefort elini çalışma masasının karşısındaki haça doğru uzattı) suçlu bulunduğunda," diye tekrarladı, "Yüce İsa adına, kim olursa olsun ölecektir!"
Sayfa 555 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2. CiltKitabı okudu
"Tek bir masum insanı haksız yere mahkûm etmektense, on suçlu insanı beraat ettirmeyi yeğlerim." SIR WILLIAM BLACKSTONE
Kadınlar kesin kanıt olmadan da zinayla suçlandığında da nehre atılmaları gündeme gelebiliyordu. "Nehir sınavı" diye bilinen işkenceyle, kadınlar suya atılarak haklarındaki iddiayı temizleyebiliyorlardı. Eğer hayatta kalırlarsa, masum oldukları ilan ediliyordu; boğulurlarsa da suçlu olduklarına hükmediliyordu.
İnsanoğlunun suçlu mu masum mu olduğunu bize belli eden, ruhun kusur ve meziyetlerini ortaya seren gözdür. "Görünüşe aldanma" atasözünün tek istisnası budur. Diğer bütün durumlarda gerçek değer araştırılmak zorunludur.
Sayfa 57 - KABALCI YAYINEVİKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.