ve suretler geçiyor hızla suratımdan, bir hattan bir başkasına dönüyor birdenbire ifadem: yırtıcı, dingin, masum, iliklerine kadar suçlu maskeler geçiriyor gözlerime zaman. zaman: en katıksız cellad. zaman: bir kuyunun dibine gerilmiş ayna. zaman ki boşalıp duruyor durmadan bir kaynaktan ötekine.
Suç ve Cezaya Dair
Ve siz adil olması gereken yargıçlar! Bedenen dürüst ama ruhen hırsız olan biri için varacağınız nasıl bir yargı olur ki? Ya da birini katletmiş ama ruhen kendi maktul olan birine nasıl ceza verirsiniz? Peki ya insanları kandırmış ve zulmetmiş Ama kendisi de haksızlığa uğratılmış ve çileden çıkarılmış birini nasıl dava edeceksiniz? Çektiği vicdan azabı işlediği suçtan kat kat fazla olan birinin cezası ne olmalı sizce? Uygulamakta olduğunuz hukukun yasalarına göre nedamet değil midir zaten yasanın ta kendisi? Ama nedameti masum bir yüreğe zorla sokamayacağınız gibi suçlu olanın içinden zorla söküp atamazsınız. Vicdan denen şey gece oldu mu çağırılmadan gelir, insanlar uyanıp da kendilerine bir baksınlar diye.
Reklam
Psikologlar, 1930'lardan bu yana, cezaevinde tecavüz, gasp, adam öldürme gibi şiddet suçlarından yatanlara karşı cinsel duygular beslemeye hibristofiliya diyor (2). Suçlu olduğu halde sevmekten değil, suçlu olduğu için sevmekten söz ediyoruz. Kimileri hayal kurmakla yetiniyor, kimileri bir adım öteye gidip mahkûmla mektuplaşıyor, nihayetinde evlenenler de çıkıyor.
Konuyu kısaca özetleyecek olursak, hatayı görmek önemlidir ama suçluluk sürecini dramatize etmek, düşünceyi çarpıtmaktan başka bir şey demek değildir diyebiliriz. Yaratacağı sonuç, tabii ki mutsuzluk olacaktır. Sevginin olduğu yerde suçlama yoktur, yargılama yoktur. Sadece olan vardır. Olduğu haliyle orada öylece olan. Ne iyi, ne kötü, ne doğru, ne yanlış, ne suçlu, ne masum. Sadece olan. Aynı şekilde başkalarını suçlamak da tıpkı onay beklemekte olduğu gibi, mutluluğunuzla ya da mutsuzluğunuzla ilgili tamamen başkalarını yani dışarıyı, dış faktörleri sorumlu tutmaktır. Oysa kimsenin ne mutluluğunuzda ne de mutsuzluğunuzda bir payı vardır. Sevgi, tamamen kendi emeğinizdir. Kendinizde var edip yaydığınız bir etkidir. "Onun yüzünden böyle oldu, öyle yapsaydı böyle olmazdı, her şey onun hatası, o söyledi, o konuştu, o bozdu, o dağıttı, o toplamadan gitti, o aldattı, o yalan söyledi, o berbat etti, o düşünmedi, o dikkat etmedi ve ben bu yüzden mutsuzum." Odağınızda zaten hep bir "o” varsa burada "siz"de bir mutluluk nasıl var olabilsin ki? Üstelik onu, bunu ya da onları suçlayıp durmak, dağlardan çağlayıp gelen ve kendine yeni yollar açarak ilerleyen bir nehri, kendi etrafında dönüp duran hırçın bir girdaba dönüştürmekten farksızdır. İzin verin, su kendini yenileyerek ve temizleyerek akıp gitsin.
Sayfa 166
Aşkta masum yalanların suçlularından daha tehlikeli olduklarını, daha doğrusu, en iyi niyetli, fakat gizli tertiplere dayanan yalanın, masum veya suçlu hiçbir çeşidine aşkın tahammülü olmadığını anlattım. Bu gizliliklerin, ileride, samimi taraf lehine bir ayrılık hazırladıklarını, çünkü onun mahrum olduğu bir huzur ve emniyeti kaybetmekten pervası olmadığını, fakat aldatan tarafın emin olduğu bir sevginin bütün hazlarından ve gururundan mahrum kalmak işkencesine uğrayacağını anlattım sana.
Sayfa 235 - Ötüken Neşriyat, 49. Basım, İstanbul-2021Kitabı okudu
Sağ, sol kavgaları...
Hepsi aile babası küçük burjuvalar artık. Hiç yaşanmamış gibi davranıyor diğer insanlar. Unutmayı seçiyorlar. Gerçi bu da iğrenç bir şey. Ama şimdi çocukları, aileleri var. Hiçbirinin de babalarının o yaşta yaptıklarından haberleri yok.Kendimle hesaplaştım ve o masum çocukların babasız kalmasına göz yummamaya karar verdim. Ayrıca asıl suçlu o altı melek değildi asıl suçlular onların beynini yıkayıp azmettiren yetişkinlerdi.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.