Onurlu Orospu
Sahiden çok yorulmuştum çünkü para karşılığında fiziksel güç ve zamanımı satmıştım yani orospuluktan çok ta bir farkım yoktu. Fakat birileri çalışmanın kutsal olduğunu inandırmış ordan paçayı kurtarmaya çalışıyoruz, ama kim,nasıl ne şartlarla çalıştığını sorgulamıyoruz ve onurlu orospu olarak nitelendiriyoruz kendimizi, zaten insan onuru hariç her şey kutsal olmuş bu devirde. İçimdeki gurur utanma sen ekmeğini kazanıyorsun her ne kadar söylese de adalet duygum bunu müsaade etmiyor Neden mi? Ciğeri peş kuruş etmeyen insansı varlıklarla uğraşıyorum, "leş gibi kokar ama parası temizdir" derdi bizim patron, ona hizmet zorunluluğum varmış. Çalışırken "kapitalizm dindir" söylemini daha net kavrayabildim bu yüzden diyorum Nietzsche yanılmıştır. " Tanrı ölmedi biz onu öldürmedik" biz onu "parayı dönüştürdük" böylece samimiyetimiz daha artmış oldu Tanrı ile. Street Of Shame (1956) filminde bir sahne var çocuk ergenlik çağına gelince geneleve gidiyor ve annesiyle karşılaşıyor çünkü Tanrı (para) başka seçenek bırakmamış... Ay işçiler ve ekmeğiniz peşinde koşanlar kendinizi bir tanrı bulun, bu sistemin Tanrısı sizi unutmuş, sizi orospuluktan başka seçenek bırakmamış... Safi Ekim/ İstanbul
İntihar?
İntihar etmek sadece kişinin kendi safi isteği doğrultusunda yapılacak bir eylem midir? Örneğin canını alacak büyüklükte bir tehlikeye canını kurtarmak ve kurtarmamak arasındaki ince çizgide duran o hamleyi yapmak, intihar etmek ile kader arasındaki fark mıdır? İntihar etmemiş olmak için sadece gelecek ölümü canı gönülden istemiyor olmak mı gerekli. Ya beyninin bir yerlerinde intihar etme düşüncesi bulunuyorsa ve o an refleksle karar verip ölümü seçtiyse ve bu aslında istemediği bir seçimse?
Reklam
Evet o, kalbine bir nazar eylerse, onu (aklını) Makam-ı arşında ikâme eder, ona ilim hakikatlarını bahş eder, marifet sırlarının bekçileri yapar. İşte o zaman aklınla ezel cemâlini görür, hadis sıfatıyla nitelenen her şeyden yüz çevirirsin. Sırrın basiretiyle, kurbiyet aynasında Melekût âleminin insanlarını seyr edersin!. Yüce himmet ve gidişatının gözünde hakikat emarelerini gösteren keşf meclisinde, fütuhat gelinleri raks etmeğe başlar. Ey dağınık akıllar ne duruyorsunuz? Haydi toparlanın da, safî fikirleri karanlık dehlizlerden kurtaracak yiğitlerin şahlanan atlarını eğerleyin, hazırlayın!. Marifet ve inayet erbabının delilleri, kişinin benliğine çekilmiş olan şüphe ve tereddüt perdelerini aralar. Şayet bu deliller kâfi gelmezse, ona katılan sağlam bir irade, Hakkın elinde bâtılın fikirlerini bir daha dirilmemesiye boğar.»
Abdülkadir Geylani
Abdülkadir Geylani
nietzsche'nin üstün insana yükselme ile hitler'in alt insanına alçalma arasında seçeneğin vardı. yaya-ya, diye bağırıp alt insanı seçtin. lenin'in gerçek demokratik anayasasıyla stalin'in diktatörlüğü arasında seçeneğin vardı. sen stalin'in diktatörlüğünü seçtin. freud'un, senin ruh hastalığının özünü aydınlatmasıyla, yine onun kültür uyumu
Dünyaları başlarını yesin ve yiyecek
"Ey bedbaht! Ben seni idam-ı ebedîden kurtarmaya ve fâni hayvaniyetin en süflî ve elîm derecesinden bir bâki insaniyet saadetine çıkarmaya çalışıyorum; sen benim ölümüme ve idamıma çalışıyorsun. Senin bu dünyada lezzetin pek az, pek kısa; ve âhirette ceza ve belâların pek çok ve pek uzundur. Ve benim ölümüm bir terhistir. Haydi def ol! Seninle uğraşmam, ne yaparsan yap!" der. O zâlim düşmanına hiddet değil, belki acıyor, şefkat ediyor, "Keşke kurtulsaydı" diyerek ıslahına çalışır. Bediüzzaman
Ayşen Şahin diyor ki
Başka bir şey düşünüyorum bakalım, hepimizi birden kurtaracak bir şeyler. Çünkü biliyorum ki bir başka ömür yok ve memlekette gayri safi umut çok.
38 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.