Osmanlı'daki Ebu Süfyan müslümanlığıdır. Günah dedikleri içkiyi padişahı da içer, sadrazamı da...
Sayfa 270 - Turkuvaz KitapKitabı okudu
Dünya nimetlerini görmüyor musun, sanki Allah'ın gazabına uğramışlar gibi hep ehil olmayan ellere düşmüşlerdir. |Süfyan'üs Servi (r.a)|
Sayfa 188 - Dünyayı Terk Etmek, Onu KötülemekKitabı okudu
Reklam
Bağışlama yolunu tut, iyiliği emret ve câhillerden yüz çevir. (A'raf:199) Süfyan b. Uyeyne (R.A.) nin rivayetine göre, bu âyet nâzil olunca, Peygamber Efendimiz (S.A.V.), Cebràil (A.S.)e: Yâ Cebràil, bu ayetin manası nedir? diye sorunca, Hz. Cebràil: Ben de bilmiyorum. Cenab-ı Allah'a sorayim da cevabını getireyim, deyip gitti. Bir zaman sonra dönünce: Yà Muhammed, Rabbin sana şunları emrediyor: Senden ilişkisini kesenle sen ilişki kur! Seni mahrum edene sen ihsanda bulun! Sana zulmedeni Sen bağışla!
Onurlu düşman Ebû süfyan
Ebû süfyan "Tanrı adına söyleyin, Muhammed gerçekten öldü mü?" "Tanrı adına hayır, "diye cevapladı Ömer, "şu anda senin dediklerini dinliyor." "O halde bunu da dinle," diye tekrar bağırdı Ebu Süfyan. Herkesin bekleyebileceği gibi, işini bitirmek için tehdit etmek veya zaferle böbürlenmek yerine eşinin yaptığı Hamza'nın bedenini parçalama işinin onun emri olmadığını açıkladı: "Ölülerinizden bazıları parçalandı. Ben buna ne izin verdim ne de yasakladım ve bu beni ne memnun etti ne de üzdü. "Mevcut şartlar altında bir özür dilemeye en yakın şeydi. Bedir'in intikamını almaya yemin etmişti ve almıştı kendi açısından şimdilik hesap eşitlenmişti. "Savaşlar sırayladır," diye konuştu, "Sizinkine karşılık bu da bizim günümüz oldu. "Ve Ebu Cehil'in aksine, saygıdeğer bir düşman gibi kendini kabul ettirdiğinde ordusuna kampı toplayıp Mekke'ye doğru yola koyulma emrini verdi. "
Büyük alimlerden Süfyan b. Uyeyne (rh.a)'den şöyle rivayet edilmiştir: "Sakın kendiniz hakkında bildiğiniz kusurlarınız dua etmenize engel olmasın. Zira Allah (c.c.) en şerli mahluku olan İblis'in bile duasını kabul etmiştir. İblis "Rabbim, öyleyse bana onların (insanların) tekrar diriltilecekleri güne (kayamet gününe) kadar mühlet ver" dediğinde bu isteğini kabul etmiştir. Öyleyse mü'min küçük ve önemsiz ihtiyaçlarını bile Allah'a götürmeli, bunların hiçbirine Allah'tan başkasına ümit beslenmemelidir.
Sayfa 15
Kadınlar konusunda Allah'in emir ve yasaklarına saygılı davranın... Mali durumunuza göre ve örfe olacak şekilde yiyecek ve giyecekleri onların sizin üzerinizdeki haklarıdır. Evin geçiminin kocanın yükümlülüğünde bulunduğunu ifade eden daha açık bir örnek şudur: Ebû Süfyan'ın karısı Hind Hz. Peygamber'e gelerek: Ya Rasulallah! Ebû Süfyan cimri bir adamdır. Kendime ve aileme yetecek ölçüde onun malından almamda bir günah var mı? diye sorduğunda Hz. Peygamber: Ailenin toplumdaki standardına uygun olan ölçüye (ma'rif) bağlı kalman kaydıyla almanda bir sakınca yok, buyurdu. Hadisin farklı rivayetlerinde Hind, kocası Ebû Süfyan'dan habersiz kendisine ve çocuklarına yetecek miktarla sınırlı olmak kaydıyla onun malından aldığını da belirtmektedir.
Sayfa 169Kitabı okudu
Reklam
Süfyan-ı Sevrî Hazretleri bir ara üzüntülü görüldü de ona soruldu; -Neyin var? Şu cevabı verdi; -Biz dünya evlatları için bir ticaret vasıtası olduk. Bunlardan bize gelen ve derslerimize devam edenlerden kimisi gidip kadı, kimisi vali, kimisi de ünlü bir kahraman çıkıyor. Buna üzülüyorum.
Sayfa 246
"Süfyan Sevri diyor ki :'Kim durmaksızın hep kabir ve kabir ahvalinden konuşursa, o kişi kabrini cennet bahçelerinden bir bahçe olarak bulur. Kim de hiç kabirden söz etmezse, kabrini cehennem cukurlarindan bir çukur olarak bulur.'"
Tam da günümüzü anlatan bir alıntı.
Allah Resûlü (Sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu : "Onlar kendisini fakirlikle ayıplarlar; bunun üzerine o da güç yetiremeyeceği işlere girer ; böylece dinini tehlikeye atar ve helak olur." Hadîs-i şerifte bildirilen vakit ise çoktan gelip geçmiştir. Nakledilir ki Süfyân-ı Sevrî (Rahmetullahi aleyh) kendi bulunduğu zamanda bu duruma işaret ederek, "Allah Teâlâ'ya yemin ederim ki bekarlık helâl olmuştur" dedi.
Sayfa 249 - Semerkand yayınlarıKitabı okudu
Süfyân b. Uyeyne;
"Şimdi ayrı düştüğüm bazı kimselerle arkadaşlığımızın üzerinden 30 yıl geçti. Ama hâlâ onlara karşı hasretimin, kalbimden gittiğini sanmıyorum."
Sayfa 140Kitabı okudu
Reklam
Süfyân demiş ki;
Ben ilmimle amel ettikçe alimim. Ne zaman ki ilmimle amel edemezsem insanların en cahili olurum.
Sayfa 132Kitabı okudu
Çağın bağrında Zü'l-cenaheynler yeşertmeye geç kalıyoruz.
Modernitenin minik Berkecan'ına henüz bez bırakma partisi yapılmamışken, İslâm medeniyetinin Sufyan bin Uyeynesi 4 yaşında Kur'an'ı hifzetmişti. Buğracık lar "Ali ata bak!" fişleri heceleyip, okula biberon suluklar götürürken, o yedi yaşında muhaddislerin rahle-i tedrisinde münazaralar yapıyordu.
Sufyan b. Uyeyne
"İlmin başı güzel dinlemedir. Sonra anlama, sonra hıfzetme, sonra onunla amel etme ve sonra da onu yayma gelir." İlk 4 basamakla pek uğraşmıyoruz bugünlerde. Yay gitsin! Sonra, gittiğini farkedecek, şaşıracak ilim bile kalmıyor ortada :)
Süfyan der ki: "İbadet bir sanattır; onun atölyesi halvet (yalnızlık), aleti ise açlıktır.
Sayfa 149 - SemerkandKitabı okudu
Süfyan-ı Sevrl (R.A.) dedi: «Bana nefsimi ter biye etmekten daha zor, daha ağır bir ilâç görmedim.»
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.