''Eski insanlar birer ilaçtı. Günümüz insanları ise devasız birer dert!'' Süfyân-ı Sevrî
"Sufyân es-Sevrî diyor: Allah, hiçkimseye -büyük birisi olsa dahi- ayrıcalık tanımaz.Âdem'i bir zelle ile Cennet'ten çıkardı.Sense utanmadan, aldırmadan büyük günahlar işliyor ve O'nun seni Cennet'e koymasını umuyorsun. Neyine güveniyorsun?" [el-Muntekâ min 'İsmeti'l-Enbiyâ]
Reklam
Bir zamanlar günahlarımız için ağlardık, şimdi Müslümanlık elden gidecek diye endişeleniyorum. (Süfyan-ı Sevri)
Sevgili'ye Muhalefet... Abdulvahid b. Amir (Zeyd) anlatıyor: Süfyan-ı Sevri ile birlikte hasta olan Râbia'yı ziyaret etmiştim. Râbia'daki heybet sebebiyle dilimiz tutulmuş ve hiçbir şey söylememiştik. Süfyan'a: 'Bir şey söyle!' diye rica edildi. Bunun üzerine dedi ki: -Ya Râbia! Dua et de Hakk Teâlâ bu ızdırabı hafifletsin. -Ey Süfyan! Bilmez misin ki ızdırap çekmemi Hakk Teâlâ irade etmiştir. -Evet biliyorum. -Bunu bildiğine göre O'ndan, O'nun irade ettiği şeyin aksini dilememi mi emrediyorsun bana? Sevgilinin iradesine muhafelet etmek reva mıdır?. Sonra Süfyan sordu: -Ya Râbia! Arzu ettiğin şey nedir? O cevap verdi: -Ey Süfyan! Sen bir ilim adamı olarak niçin bu şekilde konuşuyorsun? Hakk'ın izzetine andolsun ki on iki yıldır canım taze hurma yemeyi arzu etmektedir. Henüz yemiş değilim ve Basra'da hadsiz ve hesapsız miktarda hurma bulunduğunu da bilirsin. Çünkü ben bir kulum, kulun arzu ile işi ne? Eğer ben irade edecek ama Allah irade etmeyecek olursa, küfür olmaz mı? -Senin hakkında konuşmak benim için mümkün değil, bari sen benim hakkımda konuş, ey Râbia! -Şayet dünyayı seven bir kişi olmasan ne iyi bir adam olurdun! -Ne yapmışım da dünyayı sevmişim? -Hadis rivayet ediyorsun. Demek isterim ki bu da (dünya sevgisinden hasıl olan maddi bir itibar ve fanî) bir mevkidir. Süfyan diyor ki: "Bu söz rikkatime dokundu ve, 'Ya Rabb! Benden râzı ol.' dedim. Bunun üzerine Râbia dedi ki: -Kendisinden râzı olmadığın bir Zat'ın senden râzı olmasını dilerken hiç utanmaz mısın?
Büyük müctehid imamlarımızdan Süfyan-ı Sevrî (rhm):  “Kadir gecesi dua ve istiğfar etmek namazdan sevimlidir. Kur'ân okuyup sonra dua etmek daha güzeldir.“ demiştir. | Tecrid-i Sarih Tercemesi, VI, 313
(Sevgili'ye Muhalefet...) Abdulvahid b. Amir (Zeyd) anlatıyor: Süfyan-ı Sevri ile birlikte hasta olan Râbia'yı ziyaret etmiştim. Râbia'daki heybet sebebiyle dilimiz tutulmuş ve hiçbir şey söylememiştik. Süfyan'a: 'Bir şey söyle!' diye rica edildi. Bunun üzerine dedi ki: -Ya Râbia! Dua et de Hakk Teâlâ bu ızdırabı hafifletsin. -Ey Süfyan! Bilmez misin ki ızdırap çekmemi Hakk Teâlâ irade etmiştir. -Evet biliyorum. -Bunu bildiğine göre O'ndan, O'nun irade ettiği şeyin aksini dilememi mi emrediyorsun bana? Sevgilinin iradesine muhafelet etmek reva mıdır?. Sonra Süfyan sordu: -Ya Râbia! Arzu ettiğin şey nedir? O cevap verdi: -Ey Süfyan! Sen bir ilim adamı olarak niçin bu şekilde konuşuyorsun? Hakk'ın izzetine andolsun ki on iki yıldır canım taze hurma yemeyi arzu etmektedir. Henüz yemiş değilim ve Basra'da hadsiz ve hesapsız miktarda hurma bulunduğunu da bilirsin. Çünkü ben bir kulum, kulun arzu ile işi ne? Eğer ben irade edecek ama Allah irade etmeyecek olursa, küfür olmaz mı? -Senin hakkında konuşmak benim için mümkün değil, bari sen benim hakkımda konuş, ey Râbia! -Şayet dünyayı seven bir kişi olmasan ne iyi bir adam olurdun! -Ne yapmışım da dünyayı sevmişim? -Hadis rivayet ediyorsun. Demek isterim ki bu da (dünya sevgisinden hasıl olan maddi bir itibar ve fanî) bir mevkidir. Süfyan diyor ki: "Bu söz rikkatime dokundu ve, 'Ya Rabb! Benden râzı ol.' dedim. Bunun üzerine Râbia dedi ki: -Kendisinden râzı olmadığın bir Zat'ın senden râzı olmasını dilerken hiç utanmaz mısın?
Reklam
991 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.