“Küçükken külahta dondurma yerdik. Dilimle dondurmayı iterek külahın en ucuna kadar sürüklerdim. Sonra bir gün, o dibine kadar üşenmeden sürüklediğim dondurmalı külah elimden kayıverdi; öylece düştü yere. O gün ilk kez anladım; hiçbir şey olmasa da, bir sorun çıkmasa da, çabalayıp dursan da külahını düşüren biri olacaktır. En azından sen, kendin yapacaksın bunu.”