Gamze Züleyha Üredi

Gamze Züleyha Üredi
@suigenerisx
“most evil is done by people who never make up their minds to be either good or evil”
Ralph Miliband
"The idea of the ‘primacy of politics’ tends to abstract from the hard reality of this capitalist context: but no government can be indifferent to it. So long as a government works within it, so long does the partnership hold. If it seeks to pose a fundamental threat to capitalist interests, or a threat which capitalist interests judge to be fundamental, the partnership is dissolved and replaced by the determination of these interests to see the government destroyed."
Reklam
Ralph Miliband
“Perhaps the best way to highlight the meaning of the autonomy of the state is to note that if nuclear war should occur, either between the ‘superpowers’ or between lesser powers armed with the capacity to wage such a war, it will occur because governments will have so decided, without reference to anybody else. There is no democractic procedure for starting a nuclear war.”
“Daha az mükemmel, ama daha özgür bir dünyaya...”

Reader Follow Recommendations

See All
Niyazi Berkes
"Geri kalmış toplumun içinde yaşamaktan ayrılmanın yolu olan tüketim maddeleri düşkünlüğü batılılaşmış sınıf gençlerinin, kadınlarının kafalarında bir devrimsel değişiklik yaparak onları toplumdan koparır. bu kopukluk, onlarda iç çatışması ya da isyan tepkisi yaratacağına batı uygarlığının tüketim maddelerine karşı tapınırcasına hayranlık ve düşkünlük yaratır. toplumun kaldıramayacağı ithal malı tüketim maddelerine düşkünlük ile modernleşmek aynı şey olur. geri kalmış toplumlarda en çok, toplumdan kopmuş olanlar arasında görülen bu tüketim maddelerine düşkünlük önüne geçilmez bir salgın haline gelir. toplumun geriliği, halkın cahilliğine bağlanır; boyuna halkın okutulmasından, aydınlanmasından söz edilir. halkın cahilliği teorisi, bütün batılılaşmış okumuşların ilk bellediği ilericilik tezidir; fakat bunun gerçekleşemeyişi batılılaşmış kastın reayadan nefretinin derinleşmesine yarar; toplumlarının, onların tüketim uygarlığı iştahlarının yükünü kaldıramayışına çok içerlerler. kişisel ekonomilerini, toplumun gücü ile orantılı olmayacak ölçüde artırmak için her çeşit gelir sağlama yollarına başvurma normal olur. halk ise, onlara güvenini yitirir; onların yaşamlarına bakarak onlara ahlaksız damgasını vurur. böylece, iki tabaka arasındaki uçurum kalkacak yerde derinleşir."
Ali Suavi kışkırtıyordu
“Ey adalet isteyenler! Sümüklü böcekler gibi başınızı sallayarak gezmek isterseniz hiçbir vakitte zalimler size baş çıkarttırmayacaktır. Eğer Selman ve Bilal gibi merd-i meydan olursanız, zalimlere karşı durursunuz, insansınız, hürsünüz!”
Reklam
Öğrenmek, düşünme sürecini geliştirdiği kadar kısıtlayan/sınırlayan da bir şey olabilir mi acaba? Öğrenmekten anladığımız şey de bu kısıtlılık hissine sebep oluyor olabilir. Birtakım kavramlara olan tutkumuz, her şeye bir ad verme çabamız, anlamlandırma ve düşünme sürecimize balta vuruyor; nihayetinde sığ sularda yüzüp boğuluyoruz gibi.
Albert Camus
"Dünyadaki kötülük hemen hemen hep, bilmemekten gelir; iyiyi isteme de, aydınlanmamışsa, kötüyü isteme kadar zarar verebilir."
“Etik, ahlak üzerine düşünmek ve konuşmaktır; etik ahlakı üretmez. Etik, asla ahlak kurallarının ne olacağıyla ilgilenmez.”
Reklam
Albert Camus
“A man without ethics is a wild beast loosed upon this world.”
151 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.