"Geri kalmış toplumun içinde yaşamaktan ayrılmanın yolu olan tüketim maddeleri düşkünlüğü batılılaşmış sınıf gençlerinin, kadınlarının kafalarında bir devrimsel değişiklik yaparak onları toplumdan koparır. bu kopukluk, onlarda iç çatışması ya da isyan tepkisi yaratacağına batı uygarlığının tüketim maddelerine karşı tapınırcasına hayranlık ve düşkünlük yaratır. toplumun kaldıramayacağı ithal malı tüketim maddelerine düşkünlük ile modernleşmek aynı şey olur. geri kalmış toplumlarda en çok, toplumdan kopmuş olanlar arasında görülen bu tüketim maddelerine düşkünlük önüne geçilmez bir salgın haline gelir. toplumun geriliği, halkın cahilliğine bağlanır; boyuna halkın okutulmasından, aydınlanmasından söz edilir. halkın cahilliği teorisi, bütün batılılaşmış okumuşların ilk bellediği ilericilik tezidir; fakat bunun gerçekleşemeyişi batılılaşmış kastın reayadan nefretinin derinleşmesine yarar; toplumlarının, onların tüketim uygarlığı iştahlarının yükünü kaldıramayışına çok içerlerler. kişisel ekonomilerini, toplumun gücü ile orantılı olmayacak ölçüde artırmak için her çeşit gelir sağlama yollarına başvurma normal olur. halk ise, onlara güvenini yitirir; onların yaşamlarına bakarak onlara ahlaksız damgasını vurur. böylece, iki tabaka arasındaki uçurum kalkacak yerde derinleşir."