Osmanlı, artık eski kudretinden uzak haldedir. Hususen de Balkan coğrafyasında kan gövdeyi götürmektedir. Devlet, yaralarını sarmak için çeşitli çareler aramaktadır. Böyle karışık bir ortamda kurulan İttihat ve Terakki Cemiyeti, maalesef birçok cinayet ve kanlı darbe girişimi ile hükümeti devirir ve Sultan 2. Abdülhamid tahtından hal' edilir. Bir önceki gönderide paylaştığım kitapta, bu dönemde yaşananları, İttihat ve Terakki'nin yönetim kadrosundaki Enver, Talât ve Cemal Paşaların gözünden okumuştum. Bu kitapta da yine benzer bir hikaye Mustafa Kemal Atatürk'ün gözüyle anlatılıyor. İttihat ve Terakki'deki yeri, kendi kurduğu cemiyet, öğrencilik yıllarından itibaren başlayan siyasi maceraları ve sonrasında ilk cumhurbaşkanı olmasıyla eski İttihatçı kadroların milli mücadele döneminden itibaren onun aleyhine kurduğu birçok suikast girişimi ve milli mücadeleyi akim bırakma çabalarını birçok tavsiye kaynak ile görüyoruz. Osmanlı hakkında da bazı görüşlerini okuduğumuz yazarın, Batılı bir tarihçiye göre normal karşılanabilecek bir düşünce dünyası ile kitabı yazdığını söyleyebilirim. Haksız bulduğum bazı söylemleri dışında verdiği çok sayıda kaynak itibariyle zengin bir içeriğe sahiptir.
