Dairelerdeki fena memurlardan daima şikayet ediyoruz. Acaba iş başına geldikleri vakit onların hepsi mi suiniyet sahibi, tembel, atlatıcı, müfsit insanlar mıydı?
Suiniyeti esas olarak kabul eden ve bir insanın dürüst, samimi ve namuslu olabileceğine ihtimal vermeyen bir kimseye karşı kendini müdafaa edebilmenin hazin imkânsızlığı onun elini kolunu bağlamıştı.
*Suiniyet - kötü niyet
Dairelerdeki fena memurlardan daima şikâyet ediyoruz. Acaba iş başına geldikleri vakit onların hepsi mi suiniyet sahibi, tembel, atlatıcı, müfsit insanlar mıydı?
Dairelerdeki fena memurlardan daima şikayet ediyoruz. Acaba iş başına geldikleri vakit onların hepsi mi suiniyet sahibi, tembel, atlatıcı, müfsit insanlar mıydı?
suiniyet: kötü niyet.
müfsit: ara bozan.
Suiniyeti esas olarak kabul eden ve bir insanın dürüst, samimi ve namuslu olabileceğine ihtimal vermeyen bir kimseye karşı kendini müdafaa edebilmenin hazin imkansızlığı onun elini kolunu bağlamıştı.
*Suiniyet : Kötü niyet
Suiniyeti esas olarak kabul eden ve bir insanın dürüst, samimi ve namuslu olabileceğine ihtimal vermeyen bir kimseye karşı kendini müdafaa edebilmenin hazin imkânsızlığı onun elini kolunu bağlamıştı.
*Suiniyet: Kötü niyet
Suiniyet-i (kötü niyet) esas olarak kabul eden ve bir insanın dürüst, samimi ve namuslu olabileceğine ihtimal vermeyen bir kimseye karşı kendini müdafaa edebilmenin hazin imkansızlığı onun elini kolunu bağlamıştı.
Suiniyeti esas olarak kabul eden ve bir insanın dürüst, samimi ve namuslu olabileceğine ihtimal vermeyen bir kimseye karşı, kendini müdafaa edebilmenin hazin imkansızlığı onun elini kolunu bağlamıştı.
Suiniyet: kötü niyet
ekseriya: genellikle
sarahat: belginlik
mübahase: bir konu hakkında iki veya daha çok kişinin karşılıklı konuşması
istidat: yetenek
terakki: ilerleme, yükselme, gelişme
müptedi: başlayıcı
inzibat: sıkı düzen/ gözaltında tutma
vuzuhsuz: belirsiz
suiniyet: kötü niyet
muhtelit: karma
müsterih: bütün kaygılardan kurtulup gönlü rahata kavuşan, içi rahat olan
muvakkat: geçici
iktifa etmek: yetinmek