Tanrı, Kral'a bakıyordu. Kutsanma töreniydi: Şükran günü, bedel anı, saygı zamanı. Tanrı kutsal bir armağan olarak sunmuştu bir kartal başı gibi denize uzanan bu güzel ülkeyi onlara. Rüzgâr, büyülü bir güçle doldurmuştu gemilerinin yelkenlerini; toprak, doğurgan bir kadın gibi ekilen tohumları nefis yemişlere dönüştürmüştü; deniz, cömert bir bahçe olup balıkları en lezzetlisini vermişti onlara. Tanrı, belayı uzak tutmuştu halkı- dan. Şimdi sıra ondaydı. Kral olmanın gereğini yerine getirmeli, üzerine düşeni yapmalı, sözünü tutmalıydı. Enli, keskin kılıcını kavradı.
Sayfa 13
Dünyayı ve yaşamı sevmek, insanı acılar içinde yaşatsa da bunu yapmak, her güneş ışınına şükranla kucak açmak ve acı çekerken bile gülümsemeye tümüyle sırt çevirmemek, gerçek her edebi yapıtın bu öğretisi asla eskimez ve günümüzde her zamankinden daha gerekli, şükrana daha layıktır.
Sayfa 174Kitabı okudu
Reklam
Uydurulmuş tarihlere örnek çok. ABD'de "Şükran Günü" (Thanksgiving) bu ülkede yaşayan, her dilden ve dinden insanı biraraya getiren en büyük tatil. Kutlanan, beyaz adamlarla kızılderililerin hasat kalktıktan sonra sofra kur­maları. Unutturulan, Kuzey ve Güney Amerika'da en az 40 milyon kızılderilinin, kırım ve katliamlarla, 1O milyona in­miş olması. Kızılderili tarihi anlamsızlaşarak da unutturulmuş. Kı­zılderili isimlerine verilen yeni anlamlarla, anlamlan anlam­sızlaştırılmış.
Bunu öğrencilerimle denemeliyim..
Kalemi kâğıdı elimize alıp bir şükran mektubu yazalım. Hayatımızda bize iyilik etmiş birisine, bize dünyanın güzel ve emin bir yer olduğunu göstermiş, insana ve hayata umutla bakmamızı sağlamış, bir harf öğretmiş, bir kapı aralamış birisine, ona duyduğumuz şükran ve minnettarlığı cömertçe yazalım. Sonra onunla buluşalım ve gözlerimiz onunkilere hiç değmeden, usulca bu mektubu okuyalım. İnsanın insana söyleyeceği ne çok şey var...
Sayfa 180Kitabı okudu
Nasıl olsa çıkıp gele cektir yaz, ama önlerinde sonsuz bir zaman varmış gibi hiç tasa etmeksizin bir sessizlik ve iç genişliğiyle bekleyenler için gelecektir. Her geçen gün yeniden öğreniyorum bunu, acıların eşliğinde öğreniyorum, kendilerine şükran borçlu olduğum acıların eşliğinde sabrın her şey demek olduğunu
Prager, insanları sadece tek bir şeyin mutlu ettiği sonucuna varmıştır. Bunu bir düşünün. Para insanları mutlu etmez. Şöhret de öyle. Mutsuzluk içinde boğulan ün ve servet sahibi o kadar çok kişi var ki. Hatta sevgi ve sağlık bile insanları mutlaka mutlu kılmaz. İnsanların mutluluğunu doğrudan belirleyen tek şey minnettarlık duygusudur. Prager'in vurguladığı gibi, minnetkarlık ve şükran, içinde bulunduğunuz koşullardan bağımsız olarak duyabileceğiniz bir duygudur. Her şeye sahip olabilirsiniz, ama sahip olduklarınıza değer biçmiyorsanız kendinizi çok kötü hissedersiniz.
Reklam
941 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.