Kur’an lisanında şükür kavramı verilen nimete karşılık olarak kulun gayret göstermesi ve o nimete layık olmak için çalışması anlamına gelir. Yani şükür bizim bugün söyleyegeldiğimiz gibi bir söz değil, eylemdir. Bizim sözlü olarak ifade etmeye çalıştığımız şeyin adı aslında hamddir ve hamd ile şükür birbirinden ayrı şeylerdir. Sağlığın ve bedenin şükrü ibadettir, salih ameldir. Malın şükrü sadakadır, zekattır. Bilginin şükrü nasihattır, paylaşmaktır. Bir nimete kavuşan Müslüman önce diliyle hamdini ifade etmeli ardından fiili olarak şükre koşmalıdır. Oturduğu yerde “Şükürler olsun.” demek şükür değildir hatta gerçek anlamıyla hamd bile değildir. Hamd ve şükür birbirinden ayrılmaz bir bütündür çünkü biri teori diğeri pratiktir. Biri olmadan diğeri tam manasıyla yerine gelmez.