Elazığ Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi’nde tedavi gören ve 1965 yılında vefat eden fotoğrafta ortada olan ve deli denilen velinin Allah'a yazdığı muhteşem mektup;
“Ben dünya kürresi,
Türkiye karyesi ve Urfa Köyünden,
El-Aziz (Elazığ ) Tımarhanesi (Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi) sakinlerinden; İsmi önemsiz, cismi değersiz,
Çaresiz ve kimsesiz
Heft Reng çok başarılı bir ağ kurmuş. Yeni yazarları, yazma aşkına tutulanları, ilham perisiyle sevdalı olanları bu ağda bir biriyle buluşturmuş.
HRSanat nice hikayenin ve şiirin toplu halinde okunması için başarıya giden yolda taktir edilecek ilk adımdır.
Kitabın pdf halinde de 1k'da yayımlanması daha çok okura
. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
Merhabalar, hayırlı akşamlar...
---Uyarı: Spoiler İçerir---
Yaklaşık 29 gün sonra( ne süre ama ) şükür ki kitabı bitirebildim. İncelemeye geçmeden önce sizden bir ricam olacak. Emek verip, zaman harcadığım bu incelemeyi sonuna kadar okumayacaksanız, lütfen hiç beğenmeyin. Bazen denk geliyorum uzun bir kitap incelemesi eklenmiş siteye daha 1
Bugün bir çay bahçesindeki bir parkta bir anne ve bir çocuk dikkatimi çekti ve bi'yarım saat onları izledim. Çocuk parkta oyun oynamak istiyor. Merdivenlerden tırmanıyor anne " ayy hayır!" diyor, çocuk kaydıraktan kaymak istiyor anne gene "ayy hayır!" Çocuk çimende oynarken düşüyor anne "ayy hayır!" diye cırlıyor. Bu kez çocuk bir arkadaş edinip peşinden koşuyor anne gene "ayy hayır!" diyor. Anlayacağınız bu "ayy hayırlar" çocuğa bir rahat vermiyor. Allah aşkına tamam anne olarak korumacı olmanızı anlarım ama lütfen bu kadar abartmayın ya, bi'salın çocukları çocukluklarını yaşasınlar! Düşsünler kalsınlar, ufak kavgalar etsinler, hafif yaralar edinsinler... Ne olacak? Dizlerim çocukluğumun hatıraları yaraların izlerini taşıyor, ölmedim şükür yaşıyorum ve o yara izlerini gördükçe yaşamış olduğum o güzel çocukluk için şükrediyorum. 😊
Ben dünya küresi, Türkiye karyesi ve Urfa köyünden, El Aziz Tımarhanesi sakinlerinden; ismi önemsiz, cismi değersiz, çaresiz ve kimsesiz bir abdi acizin, ahir deminde misafiri Azrail’i bekleyen, başhekimlik üzerinden Hakimler Hakiminin dergahı uluhiyetine son arzuhalimdir.
Ben gam deryasında, fakirlik vatanında, horluk ve rezillik kaftanıyla
Sürekli karşılaştığım ve fazlasıyla rahatsız olduğum bir durumu aktarmak istiyorum. Hadi yaşlı başlı insanları anlıyorum onları geçtim. Ama okumuş etmiş genç insanların hâlâ kulaktan dolma bilgilerle, başkalarının laflarıyla sözleriyle, başkalarının fikirleriyle düşünceleriyle şu an ki iktidarı savunmaları beni gerçekten çılgına döndürüyor. Dün
Gökçen 1 / Unutulan Çiçekler
Her şeyi bir kenara bırakıp ilk öncelikle şunu söylemek istiyorum. Bu nasıl bir kapak tasarımıdır Allah aşkına ya? Hiç kimse mi çıkıp “Bu ne?” demiyor bu kapak tasarlanırken? Kapakta Kurşun Asker, Asker Künyesi ve Unutmabeni çiçekleri olmasaydı kitapla hiçbir alakası olmayan bir kapak tasarımı olurdu. Ayrıca ben
Elazığ Tımarhanesi'nde (Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi) tedavi gören ve 1965 yılında vefat eden bir “deli”nin Allah'a yazdığı son dilekçesi şu şekilde:
“Ben dünya Kürresi, Türkiye karyesi ve Urfa Köyünden, El-Aziz Tımarhanesi (Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi) sakinlerinden; İsmi önemsiz, cismi değersiz, çaresiz ve kimsesiz bir abdi acizin, ahir
Her gün öksüz yetim kalmak...
Nedir her gün öksüz yetim kalmak? Her gün anam babam mı ölür/ölmeli -konu da tam bu aslında -! Evet her gün ben yetim kalıyorum, bakıyorum şöyle bir haberlere de nasıl kalmam ki diye serzenişte bulunuyorum. Ya bir gün yüreğim, Suriye'ye gidiyor ya da Irak'a bazen Saray Bosnalara bazen Afganistan'da ki kardeşime.
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka!
bir ışık daha var, bu ışıklardan başka.
hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye:
bir şey daha var bütün yaptıklarından başka
niceleri geldi , neler istediler,
sonunda dunyayi bırakip gittiler.
sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler..
geçmis günü beyhude yere yâd etme,
bir
Çok az sayfası olan,ama düşündüren bir kitap. Kelimeler anlaşılmaz olduğundan değil,her cümlede farklı bir kadından farklı örnek aklıma gelmesinden. 132 sayfa ama düşünmekten ilerlemiyor kitap.O kadar çok alıntı yaptım ki, durduramadım kendimi. Bütün sayfalar hesabımın duvarında yazsa hayır demem. Anlaşılmak güzel bir his ve tesbitler muhteşemdi.
Gülseren Budayıcıoğlu'nun okuduğum ilk kitabı "Camdaki Kız" oldu. Kitap gerçek yaşanmış bir hikayeyi konu aldığı için beni okurken açıkçası çok hüzünlendirdi. Hatta bazen yok artık neler oluyor bu sadece filmlerde olur diye şaşırdığım şeyler aslında hayatın bir parçasıydı. Kitabı okurken birçok duyguyu aynı anda yaşadım. Aşk, sevgi,