aferin evlat iyi etmissin! sonra zamanini da iyi intihap ettin. maalesef seni bos ceviremeyecegim. mademki iki esnaf karsi karsiyayiz, acikca konusalim.. dun gelsen metelik alamazdin, seni tekme ile kovardim. yarin gelsen beni bulamayacaktin. seytan sana fisildamis heralde... mubarek olsun... ben bu ise daha fazla dayanamayacagim... bir nihayet
Aşk-ı Ekber hasret kendini gizleyiverdi buzdan vakitte felek gönlümü ağlatmadan aşk nedir bilmedi mavi'ye çalmadan karanlıklar gecenin mehtabında hakikat rüya ülkesinden gelmek nedir bilmedi bülbülün yangını meyden içmek içindir derlerdi de durgun ahvalim ney çalmadan od nedir bilmedi güz yaprakları düşse de devranı yazgıma yağmurlu gözlerim umudunu yitirmeyi bilmedi aşk cemresi karar bırakmasa da aklımda vakitler şeb-i aruza meyletmeyi bilmedi sükut düşler sarsa da sonsuzluğu çılgın aşık korku nedir bilmedi hayaller dumanlarıyla savruldu da felek ayrılığı kabul ettirmeyi bilmedi bin bir deyyus-u ekber istila etti de gönül tahtı başka sultan bilmedi…
Reklam
İnsan denizi içinde insanı ürküten mutlak bir sükut vardır.
KAR VE BEN Esiyor tane tane yine beyaz bir rüzgar. Söyleyin hangi kuşun kanatları yolundu? Yine hangi ağaçtan döküldü bu yapraklar? Yağan beyaz bir sükut, bir mahşerdir sanki kar! Bir hicret sevdasıdır ruhumu sardı yine. Ruhum gibi pervasız yoldaşlar da bulundu. Ruhum karıştı gitti bu kar tanelerine; Şimdi yağan kar değil, ruhumdur kar yerine.
''Sükut... Dünyanın en uzun cümlesi...''
Esiyor tane tane yine beyaz bir rüzgar. Söyleyin hangi kuşun kanatları yolundu? Yine hangi ağaçtan döküldü bu yapraklar? Yağan beyaz bir sükut, bir mahşerdir sanki kar!
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.