Şule Nur Haki

“Daha çok yol var mı?” “Az kaldı. Yoruldun mu?” “Evet dersem ne yapacaksın? Beni Aleut’a ulaşana kadar taşıyabilir misin?” “Oturup dinlenebiliriz. Daha pratik gibi geldi bana.” Lissa, “Bütün renklerimi öldürüyorsun,” diye söylenirken adımlarını hızlandırdı.
Reklam
Gerçekleri bilmek yalanın izlerini silebilir mi? Yoksa önemli olan hangi doğruların gün ışığında olduğu mudur?
“Sözünü ettiğin şu adam...” dedi Ada emniyet kemerini çıkarırken. “Babandan mı bahsediyorsun?” “Adı ne demiştin?” “Hafızan bok gibi.” “Öyle isim olmaz.”

Reader Follow Recommendations

See All
“Ne olduğunu anlamıyorum. Dawson, dolunaydan beri Aleut’a uğramıyordu bile. Şimdi gelmiş, tam bir cellat gibi davranıyor.” “Belki de cellat olduğundandır.” “Sahiden mi?” Dedi Deborah.
“Mecbur kaldığımız anöarda onlara İsimsizler diyoruz fakat bunun dillendirilmesi pek uygun değil.” “Irkçılık gibi bir şey mi?” “Hayır. Daha basit bir sebebi var ki, onlardan korkuyoruz.” “Kurt dünyasında da Voldemortlar var demek. İsmi anılmaması gereken şahıslar, öyle mi?” “Voldemort seni üzmüş olmalı.” “Hiç sorma,” dedi Ada başını sallayarak.
Reklam
Geri117
265 öğeden 256 ile 265 arasındakiler gösteriliyor.