Binbir gece masallarından No: 271-272
Heykel Odası Arap kaynaklara dayanan bu öykünün yazarı belirsizdir. Öykünün içeriğine bakılırsa, yazarın Müslüman bir İspanyol olduğunu düşünebiliriz. Yüzyıllar önce, Endülüs Krallığı’nda, Lebtit, Centa, ya da Jaén isimli bir şehir vardı ve krallar burada otururlardı. Bu şehirdeki güçlü kalenin kapıları içeri girmek ya da dışarı çıkmak için değil
Köprülüzade Fuad, Arap harflerinin yerini Latin harflerinin alması fikrine muhalif bir zat imiş. Bu konuda da beyanları sözlü ve yazılı olarak varmış. Fakat bir gün kendisinin Sultanahmet’teki ikametgâhına Mustafa Kemal bizzat gitmiş. O akşam ne kadar konuştularsa konuşmuşlar. Ertesi sabah Köprülüzade Fuat, Latin alfabesi lehine bir yazı yazmış.
Reklam
#makale #okudumbitti Türk Tarihine Bakışımız Nasıl Olmalıdır? Nihal Atsız TÜRKLER ANSİKLOPEDİSİ CİLT I YENİ TÜRKİYE YAYINLARI (2024 - 17 - 4566) Çok eski bir tarihe sahip olan Türkler yakın geçmişe kadar bu tarih sistematik bir şekle getirilmediği için bunu dünya kamuoyuna anlatamamıştır. Özellikle Hoca Sadeddin gibi kişilerin Türk tarihini
Osman Gazi “ Size ne lazım geliyorsa onu yapın” dedi. Dursun Fakih, “Han’ım sultandan izin gereklidir” dedi. Osman Gazi dedi ki “Bu şehri kendi kılıcımla aldım, sultanın bu şehri alırken bana bir yardımı var mı ki ondan izin alayım? Ona sultanlık veren Allah bana da hanlık verdi. Eğer onun yardımı şu sancaksa, ben de kendi sancağımı elde etmek için uğraştım. Eğer Sultan, ben Selçuk soyundan geliyorum derse ben de Gök Alp soyundanım derim. Eğer bu ülkeye ben onlardan önce geldim derse, Süleyman Şah onlardan daha önce gelmişti derim.”
Biz Yusuf'un rüyasının tam ortasındaki noktayız Gök kubbenin delindiği yerde öleceğiz Ruhumuz salınacak kuyuların içine Gizlerimiz, tutunduğu dalda kalacak.
Atatürk'ün en sevdiği ve ezberden okuduğu Tevfik Fikret şiiri
FERDA (GELECEK GÜNLER) Bugünün Gençlerine Gelecek günler senin, taptaze günler, aydınlık günler, zaten ne var ne yok senin değil mi ki? Ey, umudun ak yüzü, aynan karşında, bak işte:
İbrahim Abdülkadir Meriçboyu ve A. Kadir Konuk, Bugünün Diliyle Tevfik Fikret, Gün Matbaası, İstanbul, 1967, s. 84-87
Reklam
Güzel Türkistan
Güzel Türkistan! Seni bir vakit, üstünü örten ak çolpanlar öperdi Toprağı şenelten hünerli kızlar, şahan huylu alp kağanlar öperdi Kutlu bir ırmak gibi Anadolu’ya dek akardı alnında kaynayan ter Yoluna çıkıp Semerkantlar öperdi, kırk direkli Horasanlar öperdi Güzel işler ödevi için gelip seni seyrederdi Asya’nın küt bahçeleri Kur’an hafızı gülistanlar, cenk müfessiri gazi küheylanlar öperdi Yanan dervişleri de ağlatırdı yaman süvarileri de ayaklanan ezan Koçak doğuran sultanlar öperdi, koyna sığmaz kahramanlar öperdi İri bir gözyaşı gibi çırpınır şimdi, dünyanında damında gök sancak Şehidle dolardı yerin altı eskiden, göğün üstünde yatanlar öperdi Bir feryat yükselince evden, bin tümen yola düşerdi hemen Çin’i kağşatıp akan hanlar öperdi, Hind’i titreten hakanlar öperdi Gönlünde kopuzla uyur dilini şiirle ovardı sütünle beslenen şairler Abdulhalûk Uygur, Abdurrehim Heyit, Süleyman Çolpanlar öperdi Kapıların kırık, minarelerin yıkık, bir karabasanla boğuşur kalbin Mavi göğü yağız yere katanlar öperdi, kılıcı al kan aslanlar öperdi
480 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Merhabalar, Kitabın bitimine 50 sayfa kalmışken tutamadım kendimi ve hemen bir şeyler yazmam gerek diye düşündüm. Kitabın mükemmel içeriğini anlatmaya geçmeden önce bu şaheseri kimin yazdığını anlatmak istiyorum. Kimdir bu
Vamık Volkan
Vamık Volkan
yazarımız? Vamık Volkan, 1932 Lefkoşa/Kıbrıs doğumludur. Kıbrıs İslam Lisesi'nde okudu; son sınıftayken çıkan
Ölümsüz Atatürk
Ölümsüz AtatürkVamık Volkan · Bağlam Yayıncılık · 200085 okunma
Hacamat, deri altı birikmiş serbest sıvı haldeki agır metalleri temizler. Sülük, ise midesinde barındırdığı binden fazla enzimler sayesinde kurumuş dokuya yapışmış agır metal ve toksinleri parçalayarak eriterek tedaviye yardımcı olur.
Hacamatın hem tıbbi hem dini yönü vardır. Hacamat yapan uygulamacı her iki yönünü de bilmelidir.
Reklam
Sultan II.Abdülhamit hanın uykusuzluktan muzdarip olduğundan dolayı hacamat yaptırarak tedavi edildiği bilinmektedir, arşivlerde kayıtlıdır.
Tedavi olduğunuz şeylerin en hayırlısı hacamattır. (Hadisi Şerif)
İbni Sinadan Hipokrat'a kadar bir çok eski tıp alimi genel olarak yılda iki kez hacamat yaptırmayı bin yıl önce tavsiye etmişlerdir.
Hacamat kan ile alakalı tüm hastalıkların tedavisinde çok faydalıdır. Kan ile alakası olmayan hastalık ise hemen hemen hiç yoktur. Başta migren olmak üzere, yüksek tansiyon, diyabet, bel ve boyun agrılarında romatizma, iltihaplı eklem romatizması, unutkanlık, dikkat dağınıklığı vb.
646 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.