Yurttaşın biri gelip Mehmet Akif Ersoya diyor ki;Üstad sizce de at nalı uğurlu mudur? Mehmet Akif cevap veremeden Süleyman Nazif atılıyor;Sanmıyorum öyle olsa her atta bundan dört adet olduğu halde her Allah'ın günü kirbaçlanıp durmazdılar.
144 syf.
·
Puan vermedi
Söyle Margos Nerelisen?..
"Migirdiç Margosyan, Ermenilerin kavaragan kraganutyun dedikleri ve Türkçe'ye 'köy edebiyatı" veya 'taşra edebiyatı' olarak çevrilebilecek bir ekolün yaşayan son temsilcisi olarak adlandırılagelmiştir." Ermeni taşra edebiyatı olarak adlandırılan bu türü çok severim ama sadece yazarların ulusal kimlik farkından dolayı böyle bir
Söyle Margos Nerelisen?
Söyle Margos Nerelisen?Mıgırdiç Margosyan · Aras Yayıncılık · 2011246 okunma
Reklam
Süleyman Nazif diyor ki: "Türkçe, milletimizin iskeletidir." Nasıl, iskeletsiz bir adam ayakta duramazsa dilsiz bir millet de varlığınındevam ettiremez.
"çıkdım semevâta hâk-ber-ser indim semevât ile berâber" beytini okuyan süleyman nazif'e, tevfik fikret "bu iki mısrada hamid bir lisan hatasını, ne kadar şiddetle, iki defa tekrar ediyor." süleyman nazif durgunlaşınca "ne gibi?" diye soruyor. tevfik fikret ise "semâvât, arabî bir ism-i cemi'dir, semevât şeklinde tahfif edilemez" diyor. süleyman nazif gibi çok iyi lisan ve kavaid bildiği halde hamid hayranlığından lisan yanlışına dikkat etmeğe vakit bulamamış. bunun üzerine yahya kemal diyor ki: "çıkdım eflâke hâk-ber-ser indim eflâk ile berâber" demeliydi mamafih bu takdirde, bu beyit ancak lisanen doğru olur, şiir zevki bakımından iyi bir şey olmaz. yani zevksizce bir tumturak olur. semevât kelimesinin varlığını; kaba saba tumturak, uydurma büyüklüğün, sahte bir felsefe tablosunun ifadesidir diyerek açıklıyor. tam arkadaş olunacak adammış. hamid için en büyük kötülüğü onu pohpohlayıp duran dini bütün meftunları yaptı diye anlatıyor.
Türkçe, bizim varlık sebebimizdir. Diyarbakır'ın vatansever evladı Süleyman Nazif diyor ki: "Türkçe, milletimizin iskeletidir." Nasıl, iskeletsiz bir adam ayakta duramazsa dilsiz bir millet de varlığını devam ettiremez.
704 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Türkçe ve Arapça Sorunu
Bu kitap Refik Halit Karay’ın gazetelerde dilin sadeleşmesi ya da Türkçe üzerine yazmış olduğu makalelerin derlenmesiyle oluşturulmuştur. (1928 yılında Latin harfleri kabul edildi, 1940-1950 yılları arasında dilde sadeleştirme çalışmaları yapıldı.) Refik Halit’in yazıları da 1940-1950 yılları arasındadır. Döneme dair araştırmalarım ve bilgi
Türkçenin Tadı ve Ahengi
Türkçenin Tadı ve AhengiRefik Halid Karay · İnkılap Kitabevi · 201531 okunma
Reklam
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.