Sultan nasıl biriydi?
Büyükbabamm politikası 'olabildiğince az kay­betmek' temeline dayanırdı. Memlekette bir şeylerin değişe­ceğini biliyordu ve her zaman 'benden sonra berbad şeyler yaşanacak' derdi. Ama diplomat olarak gayet iyiydi. Diplo­masisinin gerçi 'alaturka' bir tarafı vardı, Avrupa ayarında değildi, 'Türk' unsuru her zaman mevcuttu fakat çok iyi bir diplomattı. Hep dengeleri kullandı. İngiliz'e karşı Rus'u, Rus'a karşı İngiliz'i. Peki, hiç hatası yok muydu? Hatasız insan ol­maz. Tabii büyükbabamm da hatalan vardı. Mesela herkesi kolaylıkla sefir, vali yahut yüksek bürokrat olarak sürgüne yollaması hataydı. Sürgün edilenler· maaşsız gitmez, ceple­rine para konduktan sonra gönderilirlerdi. İnsanın düşma­nım kendisini temsille görevli sefir yapması pek iyi bir şey değildir. Büyükbabamın hatalarından biri buydu. Sürmek ye­rine hapsedebilir, hatta lüzum görürse idam bile edebilirdi. Ama idama karşıydı ve 33 senelik saltanatında sadece iki ki­şiyi idam ettirdi. Katil bir haremağasını ve bir de annesini öldüren bir eşkıyayı. Kendisine suikast yapmak isteyen Er­meni teröristleri bile affetti".
Sayfa 352Kitabı okudu
'La Grande equila'(Büyük kartal)
Fatih Sultan Mehmet, 15. yüzyılda Avrupa'nın yeni yeni alıştığı Rönesans'ı çoktan benimsemiş bir liderdi. Kütüphanesinde Almanca İncil'den İskender ve hocası Aristo'nun eserlerine kadar pek çok kitap bulunurdu. Truva'yı ve Homeros'u orijinal metninden okuyabilecek kadar entelektüel bir yapıya sahipti. Dört doğu ve dört batı dili olmak üzere dokuz dile hakimdi. Düşmanlarının dillerini, kültürlerini, nasıl düşündüklerini ve yazdıklarını, tarihte kimlerle savaşıp nasıl taktikler geliştirdiklerini bilirdi. Gücünün sırrı da buradaydı; düşmanını çok iyi tanıyordu, ilim, teknik ve dinamik konularda birer kaşifti. Bu yönleriyle, Fatih Sultan Mehmet tam bir Müslüman portresi çiziyordu. Osmanlı'nın başına gelmiş en büyük lütuflardan biriydi. Büyük Türk'e selam olsun, ruhu şad olsun. ---
Reklam
Osmanlı'da sivil toplum kuruluşları yoktu
Bu İDDİA DA YALANDIR! Meşhur tarihçimiz Aşıkpaşazâde'nin ifadesiyle Osmanlı'yı dört grup kurdu: Gaziyan-ı Rûm (askerler ki, bahsimizin dışındadır) Ahiyân-ı Rûm (inanç temelli sivil bir örgütlenmedir) Bacıyân-ı Rûm (tamamen sivil bir kadın kuruluşudur) Abdalan-ı Rûm (Horasan Erenleri de denilen yine tamamen sivil bir
Sayfa 138Kitabı okudu
246 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Mehmet Saydam , yaşadıkları akılalmaz şeylerdi.Gerçeklikle delilik arasında ince çizgide gidip geliyordu. Bütün bunlar aklının bir oyunu muydu ona yoksa gerçeğin ta kendisi mi? Gerçek Nasıl bir şeydi? İnsan nasıl anlardı uykuda mı ,yoksa uyanık mı olduğunu? Bir büyüye kapılmıştı sanki,gördükleri ona rütüeli ,kurban ayinini tamamlaması gerektiğini
En Büyük Korku
En Büyük KorkuMerthan Alpsatan · Elpis Yayınları · 202427 okunma
Birinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru, kazanan tarafın yeniden şekillendireceği dünyada, Yahudilere "yurt" bulma probleminin nasıl çözüleceği önemli konulardan biriydi. Alman basınında 1917 yılının son aylarından itibaren, Siyonistlerin Filistin'deki çalışmalarına ve amaçlarına ulaşmasında müttefik Osmanlı Devleti'nin
272 syf.
8/10 puan verdi
Onu hepimiz yakınen tanıyoruz , öyle değil mi ?
Selamlar ola herkeşlere .. Uzuuun bir aradan sonra yazayım dedim tekrar .. Esasında hiç de niyetim yoktu böylesi laçka bir platform için ama .. Dün 6 Temmuz idi .. Dün çalışıyor olduğum üçün marabalar gibi , istesem de bir şeyler karalayamadım .. Dün , Aziz BABA'nın aramızdan ayrılışının 29. yıldönümüydü .. Bir gün geciktik ..
Zübük
ZübükAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 20126,8bin okunma
Reklam
67 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.