Aslına Huuu... Nesline Huuu!..
Vakti zamanında bir hükümdar, vezirlerine şöyle bir emir vermiş:
– Tebaamdan bana Hızır Aleyhisselâm’ı bulup getirecek bir kul var mıdır, araştırılsın!..
O günden tezi yok memleketin dört bir yanına tellâllar çıkartılmış. Ancak kimsenin bu işe cesaret ettiği yok! Meğer devlet elinin erişmediği uzaklarda bir yerde
Eskiden Sultan Abdülhamid düşmanı bir şairin, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra yazdığı şiiir:
SULTAN ABDÜLHAMİD HAN’IN RUHANİYETİNDEN İSTİMDAT
Nerdesin şevketli Sultan Hamid Han?!
Feryadım varır mı bârigâhına?
Ölüm uykusundan bir lahza uyan,
Şu nankör milletin bak günahına.
Tahrike yeltenen tac ve tahtını
Denedi bu millet kara
''FAS PRENSİ — Bu sözleriniz için teşekkür ederim.
O halde, şimdi talihimi denemek istiyorum;
Lütfen sandıklara götürün beni.
Sizi kazanmak uğruna sayın bayan,
Hem İran Şahı'nın, hem de,
Sultan Süleyman'a karşı üç meydan savaşı kazanmış
İranlı Şehzadenin hakkından gelmiş şu pala hakkı için,
Dünyanın gelmiş geçmiş en sert bakışlı gözlerinden
Daha sert bakabilir,
Dünyanın en korkusuz yüreğinden
Daha pervasız olabilir;
Dişi ayının emzirdiği yavruları koynundan söker alır,
Av peşinde kükreyen aslanı hiçe sayabilirim.''
Yavuz Sultan Selim çok sert ve öfkeli bir padisahti. İskender Paşa, Sekban Başı Osman Ağa, Kazasker Cafer Çelebi, Hemdem Paşa, Yunus Paşa gibi maiyetindeki birçok komutan ve yöneticinin idamını emretmişti. Bu yüzden '' Dilerim Allah'tan Yavuz'a vezir olasın" sözü zamanında bir tür beddua olarak söylenirdi.
Rivayete göre bir defasında Yavuz Sultan Selim’e “ahkâm-ı şer‘iyyeye mugayir” infazda bulunacak olursa hal‘ine fetva vereceğini açıkça söylemişti. Padişah yönetimle ilgili vereceği kararlara karışmamasını sert bir dille bildirince Zenbilli Ali Efendi izin almadan hiddetle padişahın yanından ayrılmıştı. Bu davranışının yanlışlığını daha sonra anlayan Yavuz Sultan Selim ona iltifatta bulunmuş, Anadolu ve Rumeli kazaskerliklerini vermeyi teklif etmişti.