Sultan Aziz Döneminde Yürürlüğe Konulan, Köprüden Geçiş Ücreti Uygulaması
"Köprü mürûriyesi 1929 senesine kadar devam etmiş ve bu para toplama hikâyesi, şehir nâmına âdeta bir yüz karası olmuştur. Şöyle ki köprünün her iki yakasında para toplayan adamların hemen hepsi, güçlü kuvvetli olduktan başka, kaba, haşin ve kaçarak geçmek isteyenlere karşı sert muâmele eden kimselerdi. Sırtlarındaki tek tip cepsiz önlükleri ile kaçmak isteyenlerin peşinden koşar, arabaların sürücülerinden evvel atların başlarından tutarak ücreti tahsil ederlerdi. Tabiî arada kavgalar da eksik olmazdı. Hatta rivâyete göre, mürûriyeciliğe talip olan bir adam, mürâcaat ettiği memurun: 'Kardeşim kadro dolu.. Sana iş veremem,' demesine kızarak yakasına yapışıp tartaklamaya başlayınca: 'Tam istediğim adamsın, işleri iyi idâre edeceğine inandım. Seni işe alıyorum, yarın gel başla!' diyerek bu zorlu adamı kayırır."
Sayfa 216 - Kubbealtı Neşriyâtı, 2.baskı, 2006.Kitabı okudu
Sultan Abdülhamid ilk defa 1885 yılında Yahudilerin Filistin'e yerleşimi olarak değil,hacı olarak gelmelerine izin veren bir emir çıkardı. Fakat bu kanun sert bir şekilde uygulanmadı.
Reklam
I. Ahmet
Elli bir gün süren bir mide hastalığı sonucu 22 Kasım 1617'de yirmi sekiz yaşında vefat etti. Sefaya kapılmayan, dindar ve hayır sahibi bir padişah olduğu için halkın güvenini kazanmıştı. Sert tabiatlıydı; ihanet edenleri affetmez ve sertliği yüzünden devlete hizmet edenlere dahi zaman zaman acımasız davranırdı. Ava ve cirit oyununa meraklı olduğu, ara sıra Edirne ve Bursa'da ava çıktığı bilinmektedir. Şair olan ve şiirlerinde Bahtî mahlasını kullanan Sultan Ahmet'in küçük bir divanı vardır. I. Ahmet zamanının önemli değişikliklerinden biri saltanatın intikali meselesinde olmuştur. O zamana kadar herhangi bir kuralı olmayan cülusta, bu padişahtan itibaren 'ekberiyet' ve 'erşediyet' yani hanedanın en büyük ferdinin tahta geçmesi usulü benimsenmiş, öteki şehzadeler sarayın özel bir yerinde kafes altında tutulmaya başlanmıştır. Bu kanuna uyularak Sultan Ahmet'e I. Mustafa halef olmuştur. *Ekberiyet : Ekber arapça kökenli büyük, en büyük anlamından gelmekte. Genel manada veliahtta, yaşça büyük olanın hak sahibi olması için kullanılan Osmanlıca terim. Osmanoğlu ailesinin, padişahtan sonraki en yaşlı erkek üyesinin veliaht kabul edilmesini ifade eder. *Erşediyet : Osmanlı Devleti'nde 1617'den sonra ekberiyet ile birlikte uygulanmaya başlanan, şehzadenin akıl sağlığı ve olgunluk niteliklerini taşımasını şart koşan yöntemin adıdır.
Sayfa 240Kitabı okudu
Zenbilli ve Yavuz
Rivayete göre bir defasında Yavuz Sultan Selim’e “ahkâm-ı şer‘iyyeye mugayir” infazda bulunacak olursa hal‘ine fetva vereceğini açıkça söylemişti. Padişah yönetimle ilgili vereceği kararlara karışmamasını sert bir dille bildirince Zenbilli Ali Efendi izin almadan hiddetle padişahın yanından ayrılmıştı. Bu davranışının yanlışlığını daha sonra anlayan Yavuz Sultan Selim ona iltifatta bulunmuş, Anadolu ve Rumeli kazaskerliklerini vermeyi teklif etmişti.
Sayfa 248 - Cilt: 44 (Yusuf Küçükdağ)
Yavuz Sultan Selim çok sert ve öfkeli bir padisahti. İskender Paşa, Sekban Başı Osman Ağa, Kazasker Cafer Çelebi, Hemdem Paşa, Yunus Paşa gibi maiyetindeki birçok komutan ve yöneticinin idamını emretmişti. Bu yüzden '' Dilerim Allah'tan Yavuz'a vezir olasın" sözü zamanında bir tür beddua olarak söylenirdi.
Sayfa 168Kitabı okudu
''FAS PRENSİ — Bu sözleriniz için teşekkür ederim. O halde, şimdi talihimi denemek istiyorum; Lütfen sandıklara götürün beni. Sizi kazanmak uğruna sayın bayan, Hem İran Şahı'nın, hem de, Sultan Süleyman'a karşı üç meydan savaşı kazanmış İranlı Şehzadenin hakkından gelmiş şu pala hakkı için, Dünyanın gelmiş geçmiş en sert bakışlı gözlerinden Daha sert bakabilir, Dünyanın en korkusuz yüreğinden Daha pervasız olabilir; Dişi ayının emzirdiği yavruları koynundan söker alır, Av peşinde kükreyen aslanı hiçe sayabilirim.''
Reklam
Eskiden Sultan Abdülhamid düşmanı bir şairin, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra yazdığı şiiir: SULTAN ABDÜLHAMİD HAN’IN RUHANİYETİNDEN İSTİMDAT Nerdesin şevketli Sultan Hamid Han?! Feryadım varır mı bârigâhına? Ölüm uykusundan bir lahza uyan, Şu nankör milletin bak günahına. Tahrike yeltenen tac ve tahtını Denedi bu millet kara
543 öğeden 531 ile 540 arasındakiler gösteriliyor.