Denildi ki: Alimler iki kısımdır.
1) Helal ve haramı ayıran avam alimleri. Bunlar sultanların alimleridir.
2) Tevhid ve kalb işlerini bilen havas alimleri. Bunlar da insanlardan ayrılmış, tek başına zâviye [bucak] alimleridir.
Sayfa 181
“Bizler, kötü âlimleri sultanların âlimlerini tanıdığımız vakit, sadık âlimleri, hakkı açıkça ifade eden ve kınayıcının kınamasından korkmayan âlimleri ciddiyetle araştırmamız, bulmaya çalışmamız lazımdır.”
Allah teâla şöyle buyurmuştur:
“Ey imân edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve sadıklarla beraber olun.” (Tevbe-119)
Zamane alimleri
Allah için niyetleri samimi olunca sözleri taş gibi yürekleri bile etkilemiş, onları yumuşatmış, katılıklarını gidermiştir. Ama şimdi tamakârlıklar, dünya arzuları âlimlerin dillerini bağlamış, sus-pus olmuşlardır. Konuşsalar bile sözleri ile yaşantıları birbirleriyle bağdaşmadığı, yaşantıları sözlerini teyid etmediği için başarı kazanamamaktalar. Eğer samimi olsalar ve gerçek ilme yönelseler başarıya ulaşırlar. Evet, vatandaşların bozulması sultanların bozulması yüzündendir. Sultanların bozulmalarının, sapmalarının sebebi de âlimlerin fesadıdır. Alimlerin bozulması ise gönüllerini mal ve itibar sevgisinin kuşatması yüzündendir. Dünya sevgisinin zebunu olmuş kişi çirkefliklere karşı çıkma gücünden mahrumken sultanlara ve makam sahiplerine nasıl karşı çıkabilir?
Sayfa 816Kitabı okuyor
Tasavvuf nedir? Sofu kimdir?
Tasavvuf ise kalbi tamamen Allah'a bağlamak, Allah dışındaki her şeyi küçümsemektir. Tasavvufun neticesi kalp ve organların amellerine dayanır. Amel olmayınca asıl da kendiliğinden ortadan kalkar. Bu gibi kişiler boşu boşuna kendilerini yordukları için fikıh âlimleri bunların yolculuklarına takılırlar. Zaman zaman bu gibi yolculukların haram
Sayfa 580Kitabı okuyor
Peygamber buyurur ki: "Ümmetin âlimleri hükümdarlarına muvafakat(razı olma, uygun bulma, olur deme) etmedikçe, ümmet Allah'ın himayesindedir". Velhasıl hükümdar ve sultanların bozulmasıyla halk da bozulur. Hükümdar ve sultanlar da, âlimlerin bozulmasıyla bozulur. Âlimler, onları ıslah etmedikleri için, kötü fiillerini, beğenilmeyen işlerini reddetmedikleri için kendileri de bozulur.
