Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sümeyye Aydoğan

Sümeyye Aydoğan
@sumeyyeaydogan
Bir kitap, içinizdeki donmuş değerleri parçalayarak bir balta olmalıdır.!
Bir Samurayın aydınlanamamış olması kabul edilebilir bir şey mi?.. Yıllarca arayıp durmuşsun. Sonsuza kadar bu böyle mi sürecek?.. Hiçbir hakiki Samuray böylesi bir başarısızlığa tahammül edemez.
Sayfa 22 - africano yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mis kokusuyla iliklerime işleyen bembeyaz bir zambak beliriyor burnumun ucunda. Yapraklarındaki çiy damlaları kendi bedenine ağır gelen zambak, öyle bir oyana bir bu yana yavaş yavaş sallanmaya başlıyor, yüzüme değdi diyecek sanki. Başımı usulca öne eğip soğuk çiy damlasına yatak olmuş zambağın beyaz yapraklarına minik bir buse konduruyorum. Dudaklarım yaprakta gözümü hafifçe kaldırıp göğe baktığımda enginliklerdeki Çoban yıldızı’nın göz kırptığını görüyorum o an fark ediyorum ki kızıl güneş sayısız kez doğmuş, sayısız kez batmış ve 100 yıl gelip geçi vermiş.
Sayfa 17 - africano yayınlarıKitabı okudu
Dingin sesine bir parça heyecan gelmiş gibi sanki, mutlaka geleceğim derken.
Sayfa 15 - africano yayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kızıl güneşin doğudan batıya, batıdan doğuya gelip geçtiği bir vakitte mutlaka geleceğim. O zamana kadar bekleyecek misin beni?
Sayfa 15 - africano yayınlarıKitabı okudu
No'ya hakim olan karanlık ve bu karanlıktan doğan güzellik, günümüzde yalnızca sahne üzerinde görülen eşsiz bir gölgeler dünyası olsa da eskiden gündelik yaşamdan bu kadar uzak değildi. Neticede No sahnesinin karanlığı aynı zamanda o dönem mimarisinin karanlığıydı.
Sayfa 48 - ithaki yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Batılılar kiri kökten ortadan kaldırırken, Doğulular onu dikkatle muhafaza ediyor ve güzelleştiriyor. Kire bahane uyduruyorum gibi gelebilir ancak şansızlığa bakın biz kirin ,isin ya da şiddetli yağmurun izlerini taşıyan pasaklı şeyleri, bize onları hatırlatan renkleri ve parıltıları gerçekten çok seviyoruz. Böyle evlerde ve böyle objelerin arasında yaşamak garip bir biçimde zihnimizi yatıştırıyor, sinir sistemimiz rahatlıyor.
Sayfa 26 - ithaki yayınlarıKitabı okudu
Bu bir ağacın yaprağına dokunmaya benzer; sessiz ve yumuşak.
Sayfa 24 - ithaki yayınlarıKitabı okudu
Benim esas şikayetim Batılılara kıyasla ne gibi kayıplar verdiğimiz üzerine ki bunu düşünmemizin bi sakıncası yok. Batılılar aşamalardan geçerek günümüze ulaşmışken, biz üstün bir medeniyetle karşılaşıp onu kabul etmek zorunda kaldık. Bedel olarak binlerce yıllık gelişimimizin çizdiği yoldan ayrılmamız gerekti.
Sayfa 22 - ithaki yayınlarıKitabı okudu
Kağıt, Çin mürekkebi ya da fırça bu şekilde gelişim gösterseydi, kalem ve mürekkep bugünkü gibi popüler olmazdı. Biz de romajiyi icat etmeye gerek duymazdık. Kanji ve kanalardan oluşan yazı sistemimize de daha bağlı olurduk. Sadece bu kadar da değil. Belki görüşlerimiz ve edebiyatımız batıyı bu kadar taklit etmez ve daha yaratıcı alanlara yönelirdi. Düşünüyorum da, önemsiz bir yazı yazma aletinin bile etkilediği alanlar uçsuz bucaksız.
Sayfa 21 - ithaki yayınlarıKitabı okudu
“Güneş ne kadar olağanüstü olduğunu asla bilemez,” demiştir mimar Louis Kahn, ta ki bir binanın duvarı üzerine düşene dek.
Sayfa 10 - ithaki yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geçici olsa dahi, bu gezegen üzerinde bize ait olacak ve bizim de ait olacağımız bir yere bağlanmaktır.
Sayfa 9 - ithaki yayınlarıKitabı okudu
Basitçe söylemek gerekirse mimari incelik dediğimiz, kendi doğamızın mantıksal bir açıklaması yalnızca.
Sayfa 6 - ithaki yayınlarıKitabı okudu
Acımasız doğa şartlarından korunacak bir yer aramakla mükellef bu yaşayan yaratıklar olan insanlar, basit bir şekilde güneş ışığı, yağmur Ya da rüzgar ile doğrudan temastan onları yeteri kadar koruyacak mekanları tercih ediyorlardı.
Sayfa 6 - ithaki yayınlarıKitabı okudu
Aşk kimseyi boğacağınız bir şey değil, dedi elit hanımefendi. O insanın göğüsünde taşıdığı bir lamba, güçlü ışığıyla en derine ve yükseğe.
Sayfa 68 - timaş yayınları
Nişanlı ve evli çiftlerin arasındaki aşk tamamen onaylanmış bir ilişki.
Sayfa 65 - timaş yayınları
1.997 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.