"Sun'i Hayat ve Osmanlı..."
- "... Osmanlı İmparatorluğunun 1699’dan 1922’ye kadar ayakta kalmasının asıl sebebi; bu imparatorluğu yıkmak için uğraşanlardır... Çünkü bu imparatorluğun yıkılmasının çıkarlarına olmadığını görünce ölümü konusunda bir uzlaşmaya varamadıkları için yapay olarak yaşamasına karar kılmışlardır..."
Sayfa 432
Osmanlı Devlet-i Muazzaması...
… Hataların tashihi imkânı henüz tamamen kaybolmamıştır. Tarih ilim ispat eder ki, bir devletin hayat sahnesinden çekilmesinin tabiî şartları, pâyidâr olabilme unsurlarını kaybetmesi ve telâfi imkân ve kudreti bulamamış olması ile teşekkül eder. Osmanlılık ise bilhassa sizlerin temsil ve tatbik ettiği tazyikler ve haksızlıklar ile sun'î bir tutukluluk ve hâlsizliğe düçar edilmiştir. Sadece Osmanlılar için değil, cihan ve beşeriyet nâmına nasıl bir hata işlendiğini, bu kararı almış olan sizlerin mümtaz şahsiyetlerinin de hayatta göreceklerini söylemekte kehânet yoktur. Ben, Osmanlı Devlet-i Muazzamasının sadrazamı olarak hakikati, işbu menfâ köşesinden dahi neşir ve ilândan gaflete ve çekinmeye düşemem. Bütün arzettiklerimi ispat hakkını da her ân muhafaza ediyor ve milletlerarası bir tahkik ve tetkik heyetinin huzurunda tezimi müdafaa ve ispata hazır bulunuyorum
Reklam
Şeriat nedir?
Aziz ve Muhterem Müslümanlar! Şeriat Allah'ın koyduğu, inanılmasını ve yaşanmasını emrettiği i'tikadî, içtimaî, iktisadî, hukukî ve ahlâkî kanunların bütünüdür. Yâni şeriat İslâm'dır. Kur'ân'dan ve hadislerden çıkan hayat nizamıdır. Ezelden gelmiş, ebede gidecektir. Şeriat Allah Resulü'nün insanlığa getirdiği
Shakespeare, Moliere
_İnsan nasıl canını kurtarmak için kaçarsa bir ayıdan, ben de öyle kaçıyorum karım olduğunu iddia eden o karıdan. Ben artık kendimin değilim. Ben bir eşeğim. Bir kadının kocasıyım. Üstümde hak iddia eden kadına aitim. Siz nasıl atınız üstünde hak iddia ediyorsanız o da benim üstümde öyle. Bir hayvana sahip çıkar gibi istiyor beni. Hani beni bir
140 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
Taraflı Anlatım...
On altıncı yüzyıl kayıtlarına göre Karadeniz'deki Çepnilerin yurdu Trabzon'un batısındaki yöreydi. Çepnilerin yöredeki en kalabalık topluluk olmasının bir sonucu olarak onaltıncı yüzyıl ve öncesinde Giresun kazasının adı. Vilayet-i Çepni idi. Yöre deki dağlar da Çepni adını taşıyordu. Çepni vilayetinde Güvenç obasının ad verdiği
Çepniler
ÇepnilerFaruk Sümer · Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı · 19926 okunma
Genel Kültür, İdealizm, Materyalizm…
_Evrimsel Psikoloji_ _Beynimiz evrimleşiyor. Artık, mağara adamları gibi kadınların başına vurup saçlarından sürüklemek yerine kulaklarına güzel saçmalıklar, boş şeyler fısıldıyoruz. Çağ’a uyum sağlayamayan medeniyetsizler ise doğal seçilimle elenmeye başlıyor. _Evrimsel psikoloji, insanın sinir sisteminin doğurduğu davranışların evrimsel
Reklam
#omerhayyam
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka! bir ışık daha var, bu ışıklardan başka. hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye: bir şey daha var bütün yaptıklarından başka niceleri geldi , neler istediler, sonunda dunyayi bırakip gittiler. sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi? o gidenler de hep senin gibiydiler.. geçmis günü beyhude yere yâd etme, bir
Bütün Alıntılar
yazmak, bir anlamda buluşmakmış. Aynı sıkıntıları, aynı endişeleri, aynı umutları paylaşanların buluşması, zaman- ları farklı olsa dahi... 7 Fakat guguklu saat misali, sunulan her fırsatta konuşmaya kalk- mak, bu devrin müzmin hastalıklarından biridir. 15 "Dilinizin sınırları, dünyanızın sınırlarıdır ... " Ludwig
IRKÇILIK-TURANCILIK DAVASI DOLAYISIYLA Bu kitap, 1944 yılında, İstanbul'da Bir Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görülen utanç yüklü bir davanın özeti gibidir. Bazı vatansever kişiler, 1944 yılında suç işledikleri, suçlu oldukları için değil; Türk oldukları, Türkçülük idealine aşkla bağlandıkları için büyük zulümlerden, işkencelerden
lstanbul'da Fuhuş ve Devlet ilişkisinin Kısa Tarihçesi-3
17. yüzyıl başlarından 19. yüzyıl ortalarına kadar İstanbul' da fuh- şun seyrine dair fazla bir kaynak yok. 19. yüzyılda genelevlerin açıl- ması izne bağlanmış ve bu genelevlerde geneHikle gayrimüslim ka- dınlar çalışır olmuşlardı. Müslüman kadınların ise fuhuş yapması resmi olarak yasaktı. Hatta bu yasak edebiyat alanına dahi sıçramış ve
Reklam
Memleketimizde üç fikir cereyanı vardır. Bu cereyanların tarihi tetkik olunursa görülür ki mütefekkirlerimiz ihtida "muasırlaşmak" lüzumunu hissetmişlerdir. Üçüncü Sultan Selim devrindel başlayan bu temayüle inkılabdan sonra "İslamlaşmak" emeli iltihak etti; son zamanlarda ortaya bir de "Türkleşmek" cereyanı çıktı.
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.