Günlük dilde kullanılan bir söz vardır: "Allah mekândan münezzehtir." Aslında Cenab-ı Hakk var ettiği her şeyden münezzehtir. Mekândan da, zamandan da, insandan da, kainattan da, evrenden de, Melekten de, cinden de, her şeyden münezzehtir. Hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Cenâb-ı Hakk Kur'an-ı Kerim'de kendisini ifade ettiği gibi "Şüphesiz Allah, alemlerden müstağnidir. (O'nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur)
Cabir b. Abdullah'a , Allah Rasûlü'nün ashâbından birinde kendinin bizzat Rasûlüllah'tan duymadığı bir hadis olduğu haberi ulaştığında bir deve satın aldı; bir aylık yolu katedip Şam'a ulaştı, Abdullah b. Üneys'ten "Haşr" hadisini dinleyip hemen Medine'ye geri döndü. İlerleyen yaşına aldırmadan Mısır'a, Mekke'ye rıhleler yaptı. Sahâbe; Kur'an-ı Kerim'i nasıl anlayacağını, nasıl yaşayacağını ve hayata nasıl tatbik edeceğini Sünnet'ten öğrendi.
Reklam
Hz Ömer (r.a) şöyle buyurmuştur: " İleride bazı insanlar çıkacak ve Kur'an'ı Kerim'de ki müteşabih (farklı manalara gelen) ayetlere dayanarak sizinle tartışacaklar. Sizler o konudaki doğru bilgileri sünnet-i seniyyeden (sünneti bilen alimlerden, hadis kitaplarından) öğreniniz. Zira bu bilgiye sahip olanlar Allah'ın kitabını daha iyi anlayıp kavrarlar. "
Sayfa 6 - Dr.S. Yakup Elhüseyni
Asr-ı saadet ve nur-u nübüvvetten uzaklaştıkça karanlık daha da artmakta, sapıklık ve inkârın her türlüsü etrafımızda kol gezmektedir. Bir tarafta, Kur'anda yanlışların bulunduğunu ve bunun vakit kaybetmeden düzeltilmesi gerektiğini söyleyenler. Diğer tarafta Rasûlullah Efendimiz Sallallahu aleyhi ve Sellem'in hadisi şeriflerini inkâr edenler, Efendimiz Sallallahu aleyhi ve Sellem ne buyurdu veda hutbesinde:" Ey mü'minler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah'ın kitabı Kur'an-ı Kerim ve Peygamberin sünnetidir".
Kelime-i Tevhid Hatmi
Ehl-i sünnet âlimlerince, ölenin ardından yapılan hayırların, sada kaların, dua ve istiğfarların, okunan Kur'ân-ı Kerim tilavetlerinin vesair zikirlerden hâsıl olan sevap ölünün ruhuna bağışlanabilir. "La ilahe illallah'ı çok söyleyerek imanımızı tazeleyin!", "Zikrin en faziletlisi la ilahe illallah'tir" gibi
Mazlum Müslümanlar ve Ramazan
"Ya Rasulallah! Hani Müslümanlar'ın bir vücut gibi olduklarını haber vermiştin. Vücudun bir organı acı çektiğinde sâir organlar sabahlara kadar nasıl uykusuz kalırsa, İslâm Coğrafyası'nın bir noktasındaki acının hissedilmesi de her bölgede aynı olacaktı. Nerede bizim ızdırabımızı duyup uykuları kaçacak, sıtma nöbetine girecek o Müslümanlar? Onlar Kur'ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Seniyye'nin hâsılası mahiyetinde olan fikıh mecmularını da okuyor, şu fetvayı da biliyorlar: "Eğer kâfirler Âlem-i İslâm'ın doğusunda bir Müslüman kadını esir alsalar, batıdaki bütün Müslümanlara o kadını fidye vererek kurtarmak vacip olur..." Mazlumların hâli ne kadar oruç tuttuğumuzun ya da Allah Teâlâ katında orucumuzun nasıl kabul edildiğinin bir göstergesidir. Mazlumlar, Kur'ân'a, Sünnete ve fikha bakıyorlar, sonra da bir milyar sekiz yüz milyon Müslüman içerisindeki sahipsizliklerine bir anlam vermeye çalışıyorlar. Onların çözemediği bu müşkil durumun çözüm yeri mahşerdir.
Reklam
290 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.