Düşünmemiz de gerek... Neden derseniz, insanın eli ve bedeninden sonra beyninin bazı özelliklerinin makineye geçtiği zamanlara geldik; şimdi düşünme, kavrama, yanıtlama gibi daha kapsamlı yetilerin makineleşmesine gidiliyor. Bu, bir yandan insanlığın bugünkü kaygı uyandıran siyasal, toplumsal, ahlâki çökmüşlüğünü ve zeki makinelerin insanlık adına gelişmeden çok tehlike olabileceği olasılığını akla getiriyor; öte yandan akıllı makineler dünyasında insana ne olacağını. Örneğin insan süper zeki makinelere karşın yönetimi elinde tutmayı becerebilecek mi, yoksa işe yaramaz hale mi gelecek? ması sağlanabildiğinde, bu teknolojiler tüm insanlığın hizmetinde mi olacak, yoksa birilerinin ötekilere karşı güçlenmesini sağlayarak köleliği mi hortlatacak? 3D makinelerle her şeyin üretimi mümkün olunca bundan refah mı üretilecek, silah ve savaş bolluğu mu? Kısacası öyle gelişmelerden söz ediliyor ki, bugün “açıl susam açıl” misali olan sihir, yarın “Alaattin’in Lambası”na dönüşecek amma Alaattin’in lambasının insanın dileklerini yerine getirmesi gibi, yarının teknolojilerinin getirecekleri de insanın, insanlığın ne isteyeceğine bağlı olarak değişecek. Neyin isteneceğiyse kuşkusuz insanlık durumuna bağlı!
“Yoga,süper insan olmakla ilgili değil,insan olmanın süper olduğunu fark etmekle ilgilidir.”
Reklam
Süper kahramanlar filmlerde hep çok güçlü gösterilir çünkü insanlığı kurtarmak için çok güçlü olunması gerekir ama bu nasıl büyük bir yanılgı... İnsanlığı kurtarmak için insan olunması gerekir sadece.
En temel hareketlerimizde bile devreye giren çetrefilli ayrıntılar, göremeyeceğimiz kadar küçük ölçekte ve kavrayışımızın çok ötesindeki bir karmaşıklık düzeyinde vızıldayıp duran trilyonlarca hesaplamayla hayat bulur. Yaptığımız robotlar, henüz insan performansının kıyısına bile varamamıştır. Bir süper-bilgisayarın gerektirdiği muazzam enerji tüketimine karşılık, insan beyni inanılmaz bir enerji verimliliğiyle çalışır. Kullandığı enerji, 60 wattlık bir ampulün kullandığı enerjiden fazla değildir.
Sayfa 93 - DomingoKitabı okudu
En baştan başlamam gerektiğini düşünüyorum. İnsan nasıl en baştan başlar?
perspektif
-insan seyahate çıkınca bir sürü şey kazanır. +ne kazanır? -perspektif.
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
En baştan başlamam gerektiğini düşünüyorum. İnsan nasıl en baştan başlar?
Bizler süper kahraman değildik. Yalnızca yaşlıydık. Hendrich’inkine benzer durumlardaysa kaç yıl yaşadığınız fark etmiyordu çünkü daima kendi kişiliğinizin parametreleri dahilinde yaşıyordunuz. Zaman ve mekan bunu değiştiremezdi. Kendinizden asla kaçamazdınız. İnsan; hayatını yalnızca kendine kattıklarıyla güzelleştirebilir.
İnsan, şer güçlerinin kendisini robotlaştırmasından nasıl kurtulur? İşte tam da burada yapılması gereken, bilinçaltına müsbet telkinleri aşılamaktır. Müsbet telkinlerin en iyisi ise İlâhî hakikatlerdir. Yani Kur'ân'dır, Cevşen'dir, Celcelutiye'dir. Aslında, İlâhî olan, sizin için en iyi olanın ne olduğunu sizden daha iyi biliyor. İlahi olanın telkin ve ayetleri, sizi tamamıyla "süper bilinç" konumuna çıkarmayı amaçlıyor.
Eğer bilgisayar programları süper insan zekasına ve benzersiz bir kudrete erişirse, bu programlara insanlardan daha mı fazla değer vereceğiz? Örneğin bir yapay zekanın insanları sömürmesi, hatta kendi istek ve ihtiyaçları doğrultusunda onları öldürmesi kabul edilebilir mi olacak? Eğer yüksek zekasına ve kudretine rağ­men buna asla izin verilmeyecekse insanların inekleri sömürmesi ve öldürmesi hala nasıl kabul görebiliyor?
Reklam
Şarkıların Şarkısı ... Dişlerim yeni kırpılmış koyunlar gibi durmuyorlar ve sahip oldukları istiridye kabuğu parlaklığını kalın dudaklarımın ardındaki Colgate-Flor-Oral-B etkileriyle dahi koruyamadılar. ... Göğüslerim silikonla desteklendikleri zaman kaleler gibi duruyorlar; ama göbeğimle popom ancak içinde bulunan kaslar süper-ekstra-aktif-korse-2000'in içinde gergin durabiliyorlar. ... Nadiren kıvrak fil hortumlarına ve zarif ceylanların bacaklarını hatırlatan baldırlarımda çıtır mavilikteki varisleri bir örümcek ağı gibi görünüyor, doğum çatlaklarım masaj yağı Bella-Donna-Ultra Plus ABC-derin etkisiyle dahi kaybolmuyor. ... Dikenlerin arasında bir zambak değilim, deve dikeninin ta kendisiyim. Ben insan mıyım? Hayır ben bir kadınım, Ve kadınlık her zaman Başka bir şeydi aslında
Nar sist
Narsisizm, pek çok psikoloji kuramcısına göre bir telafi stratejisidir. Narsist birey, temel güvenlik ve bütünlük duygusu olmayan, benlik algısı, benlik saygısı ve hatta yaşamsal işlevleri bütünüyle dışa bağımlı, yaşamının öznesi olamayan, kırılgan bir performans nesnesidir. Güçsüz, yetersiz, hasarlı algıladığı ve deneyimlediği benliğini inkar eder ve onun yerine sınırsız üstünlük, başarı, güzellik, zenginlik, iktidar, şöhret, yücelik, yenilmezlik, aşkın ya da umursamazlık, aykırılık, kötülük, cezalandırıcılık, acımasızlık fantezilerine dayanan büyüklenmeci sahte benliği yaratır. Bu aslında bireyin kendi olamaması, asıl benliğini üstün insan imajına kurban etmesidir. Ki pek çok durumda bu imaj, trajikomik bir şekilde süper kahramanları çağrıştırır.
Sadece hayalden müteşekkil, soyut fikirleri gerçek nesnelere dönüştürebilen tek varlık olan insan, bu süper gücüyle inşa ettiği bir medeniyetin içinde yaşıyor.
Adam: (O halde) bana kıyamet alametlerinden haber ver." dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem): "Cariyenin efendisini doğurmasını, ayağı çıplak giyimsiz fakir koyun çobanlarının yüksek bina yapmada birbirleriyle yarışmalarını görmendir. "buyurdu. İfadedeki netliğe dikkat ediniz: hususi bir topluluk tanımlanmış; çıplak
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.