·
Not rated
hiç şüphesiz okuduğum en saçma kitaptı
Soğuk Kahve
Soğuk KahveAhmet Batman · Destek Yayınları · 201314.3k okunma
480 syf.
8/10 puan verdi
Şüphesiz güzel bir kitap fakat yazar bana bir Hint filmi olan Guzaarish i izleyip yazmış gibi geldi. İzlemeyenkere tavsiye ederim.
Senden Önce Ben
Senden Önce BenJojo Moyes · Pegasus Yayınları · 201329.2k okunma
Reklam
Kendimi yenileme işini sadece dış görünüşle sınırlamadım. Şüphesiz daha zor, ama daha gerekli olan bir işi yapmam, düşüncelerimi de yenilemem gerekiyordu. Böylece aynı işi iki defa yapmama kararıyla hayatımın geri kalanını ölürken görmek istediğim şekilde düzenleyebilmek için iç dünyamı sıkı bir sınavdan geçirmeye koyuldum .
Sayfa 41
Kör olunca hayat boyu gördüklerini de unutur muydu acaba insan? Düş bile göremezdi belki o zaman. Eğer kör kişi, belleğinin gözlerini de yitirmişse bu iş o kadar önemli sayılmazdı. Dünya her yerde birdi nasılsa. Hayvanlar ve bitkiler gibi insanlar birbirlerinden ayrılıyordu şüphesiz. Ama yıllar boyu onları görüp tanıdıktan sonra nasıl oldukları kestirilirdi.
Şüphesiz hapishane ve kürek cezaları caniyi düzeltmez, onu ancak cezalandırır. Beri yandan toplumu, suçlunun ilerideki kötü hareketlerinden ve eylemlerinden korur. Suçluda da, tutukevi ve en ağır kürek cezası, ancak kin,yasak zevklere karşı arzu ve korkunç bir ele avuca sığmazlık geliştirir. Ama sarsılmaz inancıma göre, ünlü ayrı hücre sistemi de yanlıştır, aldatıcıdır, ancak görünüşte amaca ulaştırır. O, insanın hayat özünü çeker, ruhunu hırpalar, zayıflatır, sindirir. Sonra da bu ruhça kurumuş insan mumyasını, yarı delirmiş halde iken düzelme, pişmanlık örneği olarak gösterirler. Doğal olarak, topluma karşı gelen bir cani, ondan tiksinir ve hemen her zaman kendini haklı, toplumu suçlu görür. Bundan başka, verilen cezayı da çekmiş; bu yüzden kendini aşağı yukarı temizlenmiş, topluma karşı borcunu ödemiş sayar.
"Şüphesiz kültür ve sistem herkesin atmasının zor olduğu pranga ve kılıç gibidir. Yaşamımız küçük ve sıkıntılı günlerle yığılmış bir mezardır. Her an soğuktan titreyip aç kalabilen bedenimiz, nefesimiz tükenene kadar dayanmamızın zor olduğu bir yüktür. Ama şair, işte böyle şeylerden kurtulmuş bir insandır. Bütün bunlar baştan atıldıktan sonra şair doğar."
Reklam
"Kafasında iyi, yüksek düşünceler yer etmeye başlamıştı. Bu düşünceler zaman zaman tuhaf, kararsız, hatta bazen anlamsızdı; ama manevi varlığına temel olan arzular, ruh hamleleri hep iyi yola girmişti. Bunlar hiç şüphesiz hep sizin eserinizdi."
Sayfa 119
GÜZEL BİR HİKAYE PAYLAŞAYIM SİZLERLE :) Bir gün sormuşlar ermişlerden birine. “Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?” “Bakın göstereyim” demiş ermiş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar. Ermiş “Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz” diye bir de şart koymuş. “Peki” demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.Bunun üzerine “Şimdi…” demiş ermiş. “Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe.”Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. “Buyrun” deyince her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içmişler çorbalarını. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan. “İşte” demiş ermiş. “Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır.Şüphesiz şunu da unutmayın.Hayat pazarında alan değil veren kazançlıdır her zaman.”
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.