Türk Milleti Gök Tanrı 'ya inandığı vakitler hakanları Tengri'nin yeryüzündeki kılıcıydı, İslam oldukları zamanda sultanlarını Allah'ın yeryüzündeki gölgesi olarak görürler.
Sayfa 172 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Sırlar herkesten saklanırsa, saklandığı insan ne kadar çoksa o kadar kıymetlidir.
Sayfa 159 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Dini, milleti, rengi, dili ne olursa olsun insana yapılan yardımın mutlaka mutluluk getirdiğini bizzat burada yaşayarak öğrenmişlerdi.
Sayfa 111 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Anadolu bize mezar olursa bunca Oğuz'u geri Türkistan'a kaçıramayız. İki tarafımızda duvar, ama bize emredilen, önümüzdeki Haçlı duvarını gerekirse başımızı vura vura yıkıp ilerlemek. Nereye kadar gideceğiz, diye soruyorsan bil ki " Sura üflenmeden durmayın! " emri verildi.
Sayfa 100 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Türkleri Fırat'ın arkasındaki dünyaya sürmek için gelenler şimdi bir sonraki geri çekilme yerini hesaplıyordu.
Sayfa 87 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Şeytanın ve nefsinin oyunları karşısında sığınabileceği limanları vardı: İman, hidayet ve tefekkür.
Sayfa 76 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Rabbinin sonsuz varlığını ve kudretini idrak için hareket etmeden beklemek ve susmak kadar güzel bir himmet olamazdı.
Sayfa 75 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
İnsana zulmedilen hiçbir işin sonu hayrolmaz.
Sayfa 50 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Raviler rivayet eder ki; yeryüzüne haşmetle oturmuş göğsü yüce dağlar, Uluğ Tanrı 'nın kudret nişanıydı.
Sayfa 15 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
"Ey iman edenler! Siz kendi nefislerinizi ıslah etmeye bakın. Siz doğru yolda bulundukça yoldan sapanların size zararı olmaz."
Sayfa 126Kitabı okudu